YAHUDİ SERMAYE SİSTEMİNİN BAŞARISI - Fahrettin ALİŞAR

YAHUDİ SERMAYE SİSTEMİNİN BAŞARISI 

Fahrettin ALİŞAR 

      Geçen hafta Amerikan New York Times Gazetesi bir haber yayımladı. Gazeteye göre; Birleşmiş Milletler’in, “İsrail’in Gazze saldırısı” ile ilgili olarak toplandığı gün, İsrail Başbakanı ABD Başkanı Bush’u telefonla arar. Bush Amerikan Kongresinde konuşma yaptığından, telefona yardımcısı cevap verir. İsrail Başbakanı Ehud Olmert, sert bir çıkış yaparak; “bana hemen Başkanı çağırın!” emrini verir.

      ABD Başkanı Bush, hemen Kongre’deki konuşmasını yarıda keser ve İsrail Başbakanı’nın telefonuna cevap vermeye gider.

      Telefon konuşmasının ayrıntıları fazla önemli değil. Çünkü ABD Başkanı ile İsrail Başbakanı’nın aynı telden konuşacakları aşikâr. Burada önemli olan; küçücük bir ülkenin Başbakanının, koskoca Dünya jandarması konumundaki ABD’nin Başkanı’na konuşmasını kestirebilmesi daha da ilerisini söylemek gerekirse, fırça çekebilmesidir. Aynı gazetenin haberine göre, bunun sonucunda da Birleşmiş Milletler’den İsrail’i kınayan karar çıkarılamamıştır.

      Sadece Amerika Birleşik Devletleri mi? Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya ve diğer Avrupa Birliği üyesi diğer ülkelerin hemen hemen hepsi; terörist İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımı sadece seyretmiş, birkaç tanesi tepkisini cılız bir sesle yapabilmiştir.

      İslâmiyet’in doğduğu kutsal toprakları yöneten Suudi Arabistan’ın ağzını bıçak açmıyor. Mısır, Ürdün ve diğer Arap Ülkeleri’nin tutumu da yürekleri dağlıyor. Hele hele İsrail Başbakanı’nın basına söylediği şu sözler, yenilir yutulur lokma türünden değil! Ne dedi Siyonist Başbakan:

      “-Baş başa ve telefonla görüştüğüm Arap Liderler bana, şu Hamas’ın işini bitirseniz çok iyi olur, diyorlar!”

      Bunu söyleyen bir Müslüman Devlet Başkanı ya da Başbakanı! Ne acı bir tablo!

      Türkiye’de yapılan tepkiler de bunlardan farklı olmamıştır. Sadece bağırıp çağırmalardan öte bir şey yapılmamış, yapılamamıştır. Halk sokaklara dökülmüş, sivil tepkisini göstermeye çalışmış, meydanlarda “İsrail ile anlaşmaları bitirelim!” türünden sloganlar atılmış ancak yöneticilerimiz bunu söyleyen halka ve politikacılara;“biz bakkal dükkânı değil, ülke yönetiyoruz!” diye cevap vermiştir. Yani iş diplomatik tepkiye gelince, yöneticilerimiz bir anda sus pus oluvermişlerdir.

      Kısacası hâlâ İsrail ile bütün anlaşmalarımız devam ediyor. Hâlâ terörist İsrail pilotları, uçuş eğitimini Konya semalarında alıyor ve Filistin’de soykırım yapıyor, hâlâ İsrail Büyükelçisi Türkiye’de duruyor, büyük elçimiz de Telaviv’de görev yapıyor. Hâla “Dinler arası Diyalog”, “Medeniyetler İttifakı”, “BOP Eş Başkanlığı” devam ediyor. Hâlâ aldığımız “Yahudi Cesaret Ödülü”nu iade edemedik.

      İsrail sözde “ateşkes” ilân ettiğini duyuruyor, canı isteği zaman asıyor, kesiyor, bombalayarak yakıp kül ediyor. Çocuk/çocuk, kadın/yaşlı herkesi inanılmaz bir vahşete tabi tutuyor. Okul, cami, hastane, konut demeden her yeri bombardımana tabi tutuyor.

      Peki ama İsrail bütün bunları nasıl yapabiliyor? Kendisi “Müslüman soykırımı” yaparken, dünyanın izlemesini sağlayabiliyor?

      Bu güç kesinlikle; Siyonizmin dünyada oluşturduğu “Küresel Yahudi Sermaye Sistemi”dir. Tarihi Fenikelilere kadar sürdüren Yahudi Sermaye Sistemi; emeği ticarete, ticareti paraya dönüştürerek tek bir merkezde toplamıştır. Toplanan bu merkezden de dünyada kurulan ticaret ağında dolaşmaktadır.

      Yahudi sermayesi; 70’lerden sonra petrol krizi ile birlikte başlayan dönemde, bütün sermayeyi dolar üzerine yönlendirerek dünya ekonomik sistemini New York ve Londra gibi belli noktalarda merkezileştirmiştir. Sinemadan gıdaya, silaha birçok sektöre el atan Yahudi sermaye grupları sadece ekonomik faaliyet göstermemiş, pek çok politik senaryoya el atmıştır. Avrupa’nın ve Amerika’nın endüstrileşmesinde önemli payı olan Yahudi sermayesi sayesinde kurulan Yahudi lobileri, birer siyasi güç unsuru oluşturmuştur.

      Günümüzde dünya politikalarını “Yahudi sermayesi” yönlendirmektedir. Dünyayı Yahudi sermayesi yönlendirdiği sürece, bütün insanlık tehdit altındadır.

CIA ve MOSSAD’IN TÜRKİYE’DE BESLEDİĞİ VAKIFLAR - Fahrettin ALİŞAR

CIA ve MOSSAD’IN TÜRKİYE’DE BESLEDİĞİ VAKIFLAR

Fahrettin ALİŞAR

Osmanlı Devleti’nin son döneminde; misyoner örgütleri ülkeye gelerek, fakirleşen halk üzerinde, kendi amaçlarını gerçekleştirmek için faaliyetlerde bulunmuşlardı. Bu misyoner örgütlerin, koskoca Cihan Devleti’ni ne hale getirdiğini tarih sayfalarından öğrenmek mümkündür.

Bugün Türkiye’deki bazı sivil toplum kuruluşları(!) ve vakıflara (!) başta Avrupa Birliği olmak üzere, çeşitli ülkelerden oluk oluk para akıtılmaktadır. Bunu ben söylemiyorum. Mersin Milletvekili İsa GÖK ve Ordu Milletvekili Rıdvan YALÇIN’ın sorusu üzerine, Devlet Bakanı Sayın Hayati YAZICI söylüyor.

Devlet Bakanı Sayın Hayati YAZICI’nın açıklamalarına göre yabancılar; ülkemizdeki vakıflara bir yılda tam 40 milyon dolar aktarmış. Bu paranın aslan payını, spekülatör SOROS’un uzantısı TESEV ile DTP’li Osman BAYDEMİR ve Akın BİRDAL’ın kurucuları arasında yer aldığı Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) kapmış.

Açıklanan listeye göre; Dünya Bankası, ABD Hükümeti, Avrupa Komisyonu gibi birçok önemli kurum ve kuruluştan yardım alan vakıfların başında TESEV geliyor. TESEV; 10 ayda toplam 336 bin 426 Dolar, 1077 Sterlin, 72 bin 966 Euro ve 20 bin 600 YTL yardım almış.

Yahudi SOROS’un gözdesi TESEV’e aktarılan paralar:

Depart of State 13 bin 528,28 ABD Doları, British Council 750 İngiliz Sterlini, UNDP Türkiye Temsilciliği 9 bin 189 ABD Doları, Dünya Bankası 36 bin 121,66 ABD Doları, Internal Displacement Monitoring Centre 4 bin 135,90 ABD Doları, Dünya Bankası 70 bin 751,87 ABD Doları, Dünya Bankası 10 bin ABD Doları, İsveç İstanbul Konsolosluğu 16 bin 470,72 YTL, Geneva Center for DCAF 6 bin 681 ABD Doları, Geneva Center for DCAF 5 bin 914 ABD Doları, Dünya Bankası 3 bin 622,70 ABD Doları, Dünya Bankası 1000 ABD Doları, Dünya Bankası 4 bin 150,78 YTL, Instituto de Estudos Internacionais 7 bin 25 Euro, Institute for Philantropy Temple Place 327 İngiliz Sterlini, Açık Toplum Enstitüsü 175 bin 485 ABD Doları, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu 65 bin 941,33 Euro.

En büyük yardımı ABD’li finans spekülatörü George SOROS’un kurduğu Açık Toplum Enstitüsü’nün alması dikkat çekici. Bu yardımın miktarı tam 175 bin 485 Dolar.

AB ve ABD’nin bağış yağdırdığı diğer bir vakıf ise Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV). Kurcuları arasında DTP’li Akın BİRDAL, Selahattin DEMİRTAŞ ve Osman BAYDEMİR’in yer aldığı bu vakfa 8 ay içerisinde toplam 404 bin Dolar ve 264 bin Euro para aktarılmış.

İşte TİHV’nin bağışçı listesi:

Den Norske Helsingfors Com. 44 bin 855,46 ABD Doları, Netherland Helsinki 45 bin Euro, Avrupa Komisyonu 79 bin 883,55 Euro, Uluslararası Af Örgütü 73 bin 747 ABD Doları, UN Office, İsviçre 90 bin ABD Doları, Demokratisches Terkei Forum, Almanya 3 bin Euro, Svenska Roda Korset 2 milyon İsveç Kronu, İşkence Görenler için Rehab.Konseyi 2 bin 232 ABD Doları, Almanya Af Örgütü 10 bin Euro, İşkence Görenler için Rehab.Konseyi 24 bin 999 ABD Doları, İsveç Af Örgütü 50 bin ABD Doları, International Rehab. Council for Torture 73 bin 747 ABD Doları, UN Office 3 bin Euro, Demokratisches Türkei Forum, Almanya 79 bin 883,55 Euro, Avrupa Komisyonu 45 bin Euro, Netherland Helsinki 44 bin 855,46 ABD Doları.

Çoğu araştırmacı, hukukçu ve eski MİT elemanlarımıza göre; bu yardım ve bağışların ekseriyeti CIA ve MOSSAD eliyle ödenmektedir. CIA ve MOSSAD’ın Avrupa Birliği Ülkeleri üzerindeki etki alanını görememek, yaşanan olaylarla değerlendirememek saflık olur. Bunu son olarak İsrail’in Gazze Soykırımı olayında da gördük. Ne Birleşmiş Milletler Cemiyeti ne de Avrupa Birliği İsrail’i kınayabildi. Kınamak bir yana İsrail’i haklı gösterdiler.

CIA ve MOSSAD’ın, ülkemizdeki sözüm’ona sivil toplum kuruluşu ve vakıflara yaptıkları yardımın önünü, Vakıflar Yasası ve dış ülkelerden bağış serbestisi açmıştır.

Günümüzde “rüşvetin” yerini “hibe”, “ajan” kavramının yerini de “sivil toplum kuruluşu” almıştır.

Bugün Osmanlı Devleti’nin son dönemine benzer bir durumda olduğumuzu üzülerek belirtmek isterim.

CIA ve MOSSAD’ın beslediği, adları “vakıf” ya da “sivil toplum kuruluşu” olup, gerçekte CIA ve MOSSAD’ın rüşvetçi ajanı olan bu hain kuruluşların kapılarına kilit vurulmalıdır. Bu yerli işbirlikçilerin önünü açanları, faaliyetlerine göz yumanları tarih affetmeyecektir.

FAHRETTİN ALİŞAR

FAHRETTİN ALİŞAR


1963 yılında Konya'nın Derbent İlçesi'nde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Derbent ve Konya'da, yüksek öğrenimini G.Ü. Eğitim Fakültesi'nde tamamladı. A.Ü.de lisansüstü eğitimini (mastırını) bitirdi. Yüksek lisans tezini "Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı" konusunda hazırladı.
Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 17 yıl öğretmenlik ve idarecilikten sonra, Başbakanlık Müşavirliği görevine atandı. 3 yıl Devlet Bakanı Danışmanı olarak görev yaptı. Daha sonra Başbakanlık ÖZİ'ye uzman olarak atandı. Halen bu görevine devam etmektedir.
Mersin'de görev yaptığı yıllar; İçel halk kültürünün araştırılması ve yazılı hale getirilmesi amacıyla, bölgede derleme çalışmaları yaptı. Derlemelerini İçel Kültürü Dergisi, Erciyes Dergisi, Güneyde Kültür Dergisi, Millî Kültür Dergisi ve Millî Folklor Dergisi'nde yayınladı.

10 yıl süreyle Mersin'de, İçel Kültürü Dergisi'nin çıkarılmasına katkıda bulundu.
TRT GAP Televizyonu'na, KKTC Çocuk Oyunları ve İçel Çocuk Oyunları'nı hazırladı ve bu programların danışmanlığını yaptı.
Birçok dergi, bülten ve gazetede; halk bilimi, eğitim ve kamu sendikacılığı konularında araştırma ve makaleleri yayınlandı. Yine birçok yerel ve genel televizyonda bu konularda televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Ankara temsilcisidir.
Türkiye Yazarlar Birliği, İLESAM ve Türk Folklor Araştırmaları Kurumu üyesidir.

YAYINLANMIŞ ESERLERİ

· İçel Çocuk Folkloru
· KKTC Çocuk Folkloru
· DERBENT
· ÇİĞİL TÜRKLERİ ve AŞAĞIÇİĞİL
· Nefsimize Zor Gelen Yazılar
· Kamuda Görevde Yükselme Kitabı (GYS)
· Konya Çanakkale Şehitlerimiz
· Derbentli Şehitlerimiz

YAYINA HAZIR ESERLERİ

·Konya Yer Adları, Yerleşik Bulunan Oymak, Cemaat ve Aşiretler
·Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı (Tez Konusu)

falisar@mynet.com