ABD’NİN MEDENİYET EGEMENLİĞİ BİR ÜTOPYADIR. - Fahrettin ALİŞAR

ABD’NİN MEDENİYET EGEMENLİĞİ BİR ÜTOPYADIR.

Fahrettin ALİŞAR

1500’lü yıllarda Yavuz Sultan Selim; “bu dünya bir padişaha (devlete) çok, iki padişaha az” demişti. 2010 yılına ayak bastığımız bu devirde, dünya bir devlete bile az geliyor. Bu devlet de, direksiyonunda Yahudi diasporasının bulunduğu ABD’dir.

ABD’nin nihai hedefi, bütün dünyaya tek başına egemen olmaktır. Obama öncesi ABD’nin başkanı olan Bush, bu düşüncesini hiç gizlememiş ve aynen şöyle demişti: “Ya bendensiniz, ya da karşımdasınız!”

Yahudi diasporasının girişimleri neticesinde Amerika; Evanjelizm’le Katolik dünyayı, Bartholomeos’a ekünemiklik atfederek Ortodoks âlemini, Ilımlı İslâm Projesi ile de Müslüman ülke halklarını, dünya egemenliği için kıvama getirmeyi başarmıştır.

Yine Yahudi diasporasının girişimleri ile Varşova Paktı’na karşı kurulan NATO, Varşova Paktı dağılmasına rağmen dağıtılmamış ve Müslüman Ülkelere karşı kullanılmak üzere, yeniden modernize edilmiştir. (Türkiye’nin NATO’nun içinde tutulması, göz boyamaktan başka bir şey değildir. )

Yahudi diasporasının kurduğu vakıflar, yaptığı yardımlar, dünyanın her noktasına saldığı ve ipleri CIA vasıtasıyla elinde tuttuğu yüzlerce sivil toplum örgütü ile insan hakları ve demokrasi peşinde değil, ABD’nin dünyaya egemenliği peşindedir.

ABD’nin dünya egemenliği asla gerçekleşmeyecek bir “ütopya”dır. ABD kurulalı 200 küsur yıl olmuştur. ABD bu süre içerisinde, ırkları yok etmiş, atom bombaları üretmiş ve kullanmıştır.

Kendi kendimize soralım: ABD; edebiyatından mimarisine, insan haklarından hukukuna kadar, dünyaya ne katkısı yapmıştır.?

Böylesine çirkin bir geçmişi olan ABD; yeryüzünde on binlerce yıllık temeli ve bir silinmez medeniyeti bulunan, Türk’ü, Arab’ı, Rus’u, Fars’ı, Çin’i, Hint’i yutamaz.

Müslüman Türk’ün, Arab’ın, Fars’ın ve de Çin’in ve Hint’in meydana getirdiği binlerce yıllık medeniyetleri, adeta ABD’ye meydan okumaktadır. Demektedir ki; “sen kim oluyorsun da bizi tek kutuplu bir dünya adı altında, kendi egemenliğine rampalamaya çalışıyorsun?”

ABD’nin 200 küsur yıllık geçmişinde oluşturduğu bir tek medeniyet yoktur. Bir medeniyet oluşturacak “ABD Milleti” diyebileceğimiz bir “millet” de ortada yoktur. ABD’yi meydana getiren bir halk yığını vardır. Bu halk yığını asla “millet” değildir.

Yahudi diasporasının ağzına almak istediği lokmalar, Amerika’nın karnından çok büyüktür. ABD’nin dün Vietnam’da başına ne geldiyse, bugün Irak’ta da başına o gelecektir.

Yavuz’un dediği gibi “dünya bir padişaha (devlete) fazla, iki padişaha az” ama Yahudi diasporasının güdümümdeki ABD’nin başında; o padişah, yönetiminde o Osmanlı nizamı yoktur. Dolayısıyla Yahudi diasporasının güdümündeki ABD’nin medeniyet alanında “dünya egemenliği” asla gerçekleşmeyecek bir “ütopya” dır.

YAHUDİ DİASPORASI - Fahrettin ALİŞAR

YAHUDİ DİASPORASI

Fahrettin ALİŞAR

Siyonist İsrail, coğrafya olarak küçüktür ama dünya siyasetine yön veren, güçlü bir “Yahudi diasporası” vardır. Yahudi diasporasının birinci amacı, “Arz-ı Mevud” hayalini gerçekleştirmektir.
Bilindiği gibi “arz-ı mevud”; tahrif edilmiş Tevrat’ta, Yahve’nin İsrailoğullarına vaat ettiği topraklar için kullanılan tamlamadır. Yahve, Fırat ve Nil arasındaki bu toprakları, İsrailoğullarına vaat etmiştir ve her siyonistin amacı bu vaadin gerçekleşmesini sağlamaktır. (Yahve; ibrani terminolojisinde tanrının adıdır.)
Yahudi diasporası; İsrail Devleti’ni kurmayı başardıktan sonra, “arz-ı mevud” yolunda adım adım ilerlemektedir. Bu uğurda zaman zaman İslâm Ülkelerine savaşlar açmış, zaman zaman İslâm Ülkelerini kendi aralarında savaştırmış, zaman zaman da ayrıştırma politikalarını başarı ile yürütmüştür. Bunların en bariz örnekleri; Arap-İsrail Savaşları, Irak-İran Savaşı, Filistin’e ve Lübnan’a yapılan saldırılar ve soykırım politikaları, Körfez Savaşları ve son olarak Irak’ın işgalidir.
Siyonist İsrail’in coğrafya olarak küçüklüğünden dolayı, İsrailli pilotlar kendi hava sahasında uzun mesafeli uçuşlar yapamamaktadır. Bunun için uzun yıllar İsrailli pilotlar uçuş eğitimini Konya hava sahasında yaptılar. Deneme uçuşlarının ardından, Müslüman Ülkelere nükleer bomba atma eğitimini de Konya hava sahasında aldılar ve almaya da devam ediyorlar.
Konya’da uçuş yapan İsrailli pilotların omuzlarındaki amblemi ve hangi anlama geldiğini acaba kaçımız biliyoruz? Bu amblem; “hilali pençeleriyle ve gagasıyla parçalayan bir kartal!” Bu amblem, İsrail Hava Kuvvetlerinin amblemi!
Hepimizin bildiği gibi; “hilâl” İslâm’ı temsil eder. Siyonistlerin, hava kuvvetlerindeki bu amblemin şekli, İslâm Ülkeleri üzerinde izledikleri politikalar ile eş anlamlıdır.
Bu eğitim çerçevesinde, her yıl Türkiye-İsrail-ABD ile birlikte Konya hava sahasında, “Anadolu Kartalı” adıyla tatbikat yapmaktadır. Ancak bu yıl yapılacak olan tatbikattan İsrail bir bahane ile çıkartıldı. Bu karar çok hafif bir uygulama olsa da, yerinde bir karardır.
Ankara’nn Anadolu Kartalı tatbikatından İsrail’i çıkarma kararının ardından, Yahudi diasporası tarafından çok sert rüzgârlar estirilmeye başlanıldı.
Yahudi diasporasının sözcüsü durumunda bulunan ve İsrail’de yayın yapan The Jerusalem Post Gazetesi, 5 Ekim 2009 Pazartesi günü aynen şu manşeti attı; “Ankara’nın Kuzey Irak’ta peş peşe düzenlediği bombardımanlarda ölen Müslüman Kürtler’in sayısı, İsrail’in Gazze saldırısında ölen Filistinlilerin sayısından daha fazladır!”
Yahudi diasporasının İsrailli siyaset bilimcisi Efraim İnbar da aynı gazetede şu tespitlerde bulundu: “Şayet Türkiye, bir bahaneyle İsrail’den uzaklaşırsa, Washington ve Brüksel’le olan olumlu ilişkilerini yürütmeyi mi umuyor? Türkiye kendisine saf belirlemek zorundadır!”
Yahudi diasporasının son kararı, İsrail’de bulunan bir Kasaba’ya “Ermeni Soykırım Anıtı” dikme kararı oldu.
The Jerusalem Post Gazetesi’nin yürüttüğü kampanya, İsrailli siyaset bilimcisi Efraim İnbar’ın yaptığı tespitler ve İsrail’in “Ermeni Soykırım Anıtı” dikme kararı da gösteriyor ki; Yahudi diasporası, Türkiye’yi Washington-Brüksel-Telaviv Hattı’ndan sıkıştırmaya başlamıştır.
Son gelişmeler de gösteriyor ki; bizim yıllardır yazdığımız “İsrail Güdümlü Kürt Devleti Projesi”, “Kendini kamusle etmiş Yahudi dönmesi Barzani”nin gerçek kimliği, artık gizlenmeyecek kadar açıktır. Yahudi diasporası ne diyor? “Ankara’nın Kuzey Irak’ta peş peşe düzenlediği bombardımanlarda ölen Müslüman Kürtler’in sayısı, İsrail’in Gazze saldırısında ölen Filistinlilerin sayısından daha fazladır!” Verilen örnek bile manidardır.
Türkiye’yi sözde Ermeni soykırımı kartı ile sıkıştırmak için Ermeni diasporasını kullanan emperyalist güçler, Türkiye’nin başını kaldırdığı an Yahudi diasporasını da devreye sokmuşlardır. Türkiye’nin acilen uzun vadeli, Yahudi diasporası ile mücadele planı hazırlaması gerekmektedir. Zira Yahudi diasporası, Ermeni diasporasından çok daha tehlikelidir. Çünkü bu coğrafyada Ermeniler bir piyon olarak kullanılmış ve halen de kullanılmaya devam etmekte iken, Yahudiler; Türkiye topraklarının da için bulunduğu, İslam coğrafyasında, “arz-ı mevud” yolunda adım adım ilerlemektedir.

KÜRESEL SOYGUNCU IMF VE SOROS’UN CENGİZ ÇANDAR’I - Fahrettin ALİŞAR

KÜRESEL SOYGUNCU IMF VE SOROS’UN CENGİZ ÇANDAR’I
Fahrettin ALİŞAR

Spekülatif sermaye ve fonların dünyaya hakim olmaya başladığı yıllar, dünyada işsizliğin ve fakirliğin arttığı yıllardır. İstikrarsızlığın kol gezdiği, büyük krizlerin yaşandığı dönemlerdir.

Spekülatif sermaye ve dünya ekonomisine yön veren fon sahipleri, bunun adını “küreselleşme” olarak koydular. Dünya ekonomisini yönlendirmeye başladılar.

IMF ve Dünya Bankası, küresel güçlerin kullandığı birer aracı kuruluşlardır. En son İstanbul’da yapılan IMF ve Dünya Bankası toplantılarını bu çerçevede değerlendirmek gerekir.

Küreselleşme, bizim gibi milli iktisat bilincine ulaşmamış ekonomileri, yüksek cari açıklarla, kan kaybından öldürmeye çalışmaktadır. Türkiye’nin bu küresel finans sisteminden bir an önce kurtarılması zaruriyettir.

IMF uluslar arası para ve finans komitesi sonuç bildirgesinde; “kota reformu, IMF’nin meşruluğunu ve etkinliğini artırmak için çok önemlidir” denildi. Bu sonuç bildirgesindeki “kota reformu” bizim ekonomimizi baltalayan bir girişimdir ve başarılı da olmuştur. Burada üzerinde durulması gereken bir husus ta; “IMF’nin meşruluğu” meselesidir. Sonuç bildirgesinde “meşruluk” vurgusu yapma mecburiyetinde kalmaları, aslında kendilerinin de bir “soyguncu kuruluş” olduklarının farkında olduklarının ispatıdır.

Soyguncu bir kuruluş olan IMF, başta ABD olmak üzere 7 sanayileşmiş ülkenin fonudur. Dünyayı “dolar” hegemonyasına sokmayı amaçlamaktadır. Doları bir dünya parası yapmak istemektedir. Kriz halindeki ülkelere yüksek faizli kredi vererek, soyguncu kuruluş kimliğinde olduğunu göstermiştir.

IMF, ABD ve onun güdümündeki zengin ülkelerin bir lobisidir. IMF’nin kullandığı “yoksullukla mücadele” sloganı, göz boyamadan başka bir şey değildir.

IMF başkanı, “fakirlikle mücadele için yeni bir fon kurulmalı” demektedir. Bu ne yaman bir çelişkidir. Çünkü kalkınamamış, ekonomik kriz yaşayan ve sömürge durumundaki ülkeleri iyice fakirleştiren, bizatihi IMF politikalarıdır yani IMF’dir.

Dünyada ekonomik istikrar sorunu, işsizlik ve fakirlik sorunu giderek büyümektedir. Fakir ülkeler ile zengin ülkeler arasındaki uçurum iyice açılmaktadır.

Bugün yoksulluk sorunu, dünya savaşları sonrası yıllar kadar kötüdür.

Dünyadaki bu yoksulluk sorunun en büyük sorumlusu, IMF ve Dünya Bankasıdır. Bu kuruluşları yönlendiren küresel güçlerdir.
SOROS’UN CENGİZ ÇANDAR’I

IMF toplantıları için İstanbul’da boy gösteren Cengiz ÇANDAR, dünkü köşesinde; “Soros 80 yaşında ama beyni pırıl pırıl çalışıyor” diye Yahudi spekülatörünü öve öve bitiremedi. Çandar’ın yazdıklarına göre, IMF ve Dünya Bankası toplantıları için İstanbul’a gelen George Soros; Cengiz ÇANDAR ve adı sır gibi saklanan “birkaç kişi”ye Bebek’te bulunan İtalyan lokantasında bir yemek vermiş. Yemekte “Kürt ve Ermeni açılımı” ile Doğan Grubuna kesilen vergi cezası konuşulmuş.

Soros’un Cengiz Çandar’ı, fazla ayrıntılara girmiyor. Şifreli bazı cümleler kuruyor. Katılımcıların özellikle Kürt ve Ermeni açılımları ile ilgili olarak ortak söylemleri olduğunu vurguluyor.

Soros, 18 Şubat 2005’te de yine Bebek’te İtalyan Lokantasında bir yemek vermiş, yemeğe; MİT Müşteşarı Sönmez Köksal, Hasan Cemal, Cengiz Çandar, TESEV Başkanı Can Peker, TRT eski Genel Müdürü Cem Duna ve ABD ajanları Büyükelçiler Eric Edelman ile Mark Parris katılmıştı. Bu yemekte alınan kararlardan birinin “Ermeni açılımı” olduğu ancak yıllar sonra anlaşılabildi.

Soros’un Cengiz Çandar’ının yazdıklarına bakarak; Türkiye’nin yeni bir “Soros operasyonu”nu ile karşı karşıya kalacağını söyleyebiliriz.

FAHRETTİN ALİŞAR

FAHRETTİN ALİŞAR


1963 yılında Konya'nın Derbent İlçesi'nde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Derbent ve Konya'da, yüksek öğrenimini G.Ü. Eğitim Fakültesi'nde tamamladı. A.Ü.de lisansüstü eğitimini (mastırını) bitirdi. Yüksek lisans tezini "Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı" konusunda hazırladı.
Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 17 yıl öğretmenlik ve idarecilikten sonra, Başbakanlık Müşavirliği görevine atandı. 3 yıl Devlet Bakanı Danışmanı olarak görev yaptı. Daha sonra Başbakanlık ÖZİ'ye uzman olarak atandı. Halen bu görevine devam etmektedir.
Mersin'de görev yaptığı yıllar; İçel halk kültürünün araştırılması ve yazılı hale getirilmesi amacıyla, bölgede derleme çalışmaları yaptı. Derlemelerini İçel Kültürü Dergisi, Erciyes Dergisi, Güneyde Kültür Dergisi, Millî Kültür Dergisi ve Millî Folklor Dergisi'nde yayınladı.

10 yıl süreyle Mersin'de, İçel Kültürü Dergisi'nin çıkarılmasına katkıda bulundu.
TRT GAP Televizyonu'na, KKTC Çocuk Oyunları ve İçel Çocuk Oyunları'nı hazırladı ve bu programların danışmanlığını yaptı.
Birçok dergi, bülten ve gazetede; halk bilimi, eğitim ve kamu sendikacılığı konularında araştırma ve makaleleri yayınlandı. Yine birçok yerel ve genel televizyonda bu konularda televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Ankara temsilcisidir.
Türkiye Yazarlar Birliği, İLESAM ve Türk Folklor Araştırmaları Kurumu üyesidir.

YAYINLANMIŞ ESERLERİ

· İçel Çocuk Folkloru
· KKTC Çocuk Folkloru
· DERBENT
· ÇİĞİL TÜRKLERİ ve AŞAĞIÇİĞİL
· Nefsimize Zor Gelen Yazılar
· Kamuda Görevde Yükselme Kitabı (GYS)
· Konya Çanakkale Şehitlerimiz
· Derbentli Şehitlerimiz

YAYINA HAZIR ESERLERİ

·Konya Yer Adları, Yerleşik Bulunan Oymak, Cemaat ve Aşiretler
·Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı (Tez Konusu)

falisar@mynet.com