AĞCA’YI, 12 EYLÜL’ÜN NETEKİM PAŞASI BİLİR. - Fahrettin ALİŞAR

AĞCA’YI, 12 EYLÜL’ÜN NETEKİM PAŞASI BİLİR.

Fahrettin ALİŞAR

Mehmet Ali Ağca’nın tahliyesi, bu haftaki yazılı ve görüntülü medyanın ilk gündemini oluşturdu. Kimi kahraman gibi karşılandığını, kimi Abdi İpekçi’nin katili, kimi de Papa’nın tetikçisi olduğunu gündeme getirdi.

Mehmet Ali Ağca; 12 Eylül’ün törpülediği gençliğin içinde bulunan, kendisine verilen rolü oynayan bir oyuncudan başkası değildir.

Ağca’ya Abdi İpekçi’yi kim kurşunlattı?

Abdi İpekçi’nin öldürülmesinden sonra, O’nu apar topar askeri cezaevine götürenler kimlerdi?

Askeri cezaevinden, askeri bir kıyafet giydirerek kaçıranlar, kaçırdıktan sonra bir gün boyunca polise bildirmeyenler kimlerdi?

Askeri cezaevinden kaçırdıktan sonra, Bulgaristan’a gitmek üzere pasaport hazırlayanlar, Bulgaristan üzerinden İtalya’ya götürenler kimlerdi?

Ağca’yı İtalya’da saklayan, Papa’nın merasim alanında prova yaptıran, Papa’ya kurşun sıkmasından sonra, olduğu yeri İtalyan polisine ihbar eden kimlerdi?

Mehmet Ali Ağca’nın İtalya’daki 128 kez sorgulaması sırasında, Abdi İpekçi suikastını anlattığı, olayın çözüldüğü ancak Türkiye’de açıklanmadığı doğru mu?

Zamanın Emniyet Genel Müdürü Hayri Kozakçıoğlu’nun, “Ağca’ya İpekçi’yi Devletliler öldürttü!” sözünün ardından şu soru da sorulmaz mı? Peki kim bu Devletliler?

Mehmet Ali Ağca, hâlâ rolünü çok iyi oynuyor. Cezaevinden çıkar çıkmaz İngilizce beş maddelik bir metin dağıtıyor:

“l. Tanrı sonsuza dek, tek ve benzersizdir. Tanrı sonsuza dek bütündür. Teslis (Üçleme) diye bir şey yoktur.

2. Ben Tanrı değilim. Ben Tanrı’nın oğlu değilim. Ben ebedi Mesihim. Yani ete kemiğe bürünmüş ve yeniden doğmuş aynı ilahi söz. Ben tüm evrende Tanrı’nın ebedi yüksek hizmetkârıyım. Teslis (Üçleme) diye bir şey yoktur.

3. Ve Kutsal Ruh (Ruhül Kudüs) Tanrı’nın yarattığı bir melekten başka bir şey değildir. Teslis diye bir şey yoktur.

4. Dünyanın sonunun geldiğini ilân ediyorum. Tüm dünya bu yüzyıl içinde yok olacak. Her bir insan bu yüzyıl içinde ölecek.

5. İncil hata ile doludur. Mükemmel İncil’i ben yazacağım.

Ebedi Mesih Mehmet Ali Ağca”

Bu beş maddelik bildiri bile, O’nun hangi ruh halinde olduğunu gösteriyor.

Ağca dört yıl önce de “Ben Mesih’im, ben Tanrı değilim, ben Tanrı’nın oğlu değilim” diye bağırmıştı. Öyle anlaşılıyor ki, bu konuda eline bir bildiri tutuşturulmuş, kendine verilen rolü oynaması istenilmiş!

Ağca’nın Türkiye’ye getirilişi ile birlikte, cezaevine gelip gidenler hakkında, avukatı bazı ipuçları veriyor. Avukatı Ağca’ya soruyor:

“-Elini kolunu sallayarak cezaevine gelen, seninle görüşen, Cezaevi Müdürü’nün önlerinde ceket iliklediği bu ziyaretçiler kimler?”

Ağca’nın avukatına verdiği cevap:

“-Gelenler devlet! İçlerinden biri de Korgeneral. Yargıtay Genel Kurulu’na gidelim. Beni bırakacaklar. Biz müracaatı yapalım!”

Anlaşılıyor ki, Ağca ile gizli bir el pazarlık yapıyor ve çeşitli vaadlerde bulunuyor.

Kanaatimce Ağca ile ilgili cevapsız soruları, 12 Eylül’ün “Netekim Paşası” na sormak lazımdır. 12 Eylül öncesi askeri darbenin altyapısında kullandıkları; Ağca’ları, Çatlı’ları, daha sonra Avrupa’da ASALA’da kullanıp, kontrolden çıktıklarında, kimini mezara, kimini de cezaevine gönderen “Devletlileri”, ancak 12 Eylül’ün Netekim Paşası bilebilir!.

TERÖRİST DANYY AYALON NE DEMEK İSTEDİ? - Fahrettin ALİŞAR

TERÖRİST DANYY AYALON NE DEMEK İSTEDİ?

Fahrettin ALİŞAR

Siyonist İsrail’in Dışişleri Bakan Yardımcısı Danyy Ayalon; bizim “Kurtlar Vadisi” dizisinden rahatsız olmuş! Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’u makamına çağırarak, bizim büyükelçinin bilmediği İbranice “Onun bizden daha aşağıda oturduğunun görülmesini istedik” diyerek basına poz vermiş!
Siyonist Danyy Ayalon ne diyor? “Onun bizden daha aşağıda oturduğunun görülmesini istedik!” Burada vurgulamak istediği, sapık inancının kaynağı olan, tahrif edilmiş İncil’e göre, Yahudiler üstün ırktır. Türk’ten de, Arap’tan da, Acem’den de üstündür. Onun için kendisi yüksek sandalyeye oturuyor, Türk ve Müslüman olan Büyükelçi Oğuz Çelikkolu’u alçak sandalyeye oturtuyor. Masada sadece İsrail Terör Örgütü’nün bayrağı var.
Terörist Danyy Ayalon; bizim büyükelçinin İbranice bilmediğini bildiği için, tepki göstermesin diye İbranice konuşuyor. Böylece alçaklığını ispatlamış oluyor.
Terörist İsrail’in, tahrif edilmiş Tevrat’ın hedefleri doğrultusunda yönetildiğini artık bilmeyen yok. Bu hedef; vaat edilmiş toprakları ele geçirmektir. Tevrat’ta çok açık bir şekilde İsrailoğullarına, Batı’da Akdeniz kıyısındaki bugünkü İsrail’in olduğu yerden, doğuda Fırat’a kadar olan bölgeyi işgal etmeleri çağrısında bulunuluyor. Bugünkü stratejilerinin ana temasını bu ideoloji oluşturuyor ve ABD’nin petrol çıkarları ile bütünleştirilip başka bir renge boyanarak dünya kamuoyuna sunuluyor.
Tevrat’taki Büyük İsrail’in içinde; bugünkü İsrail, Lübnan, Ürdün, Suriye’nin Fırat’ın altında kalan bölümü, Irak’ın Fırat’a kadar bölümü ve Suudi Arabistan’ın kuzey kısımları bulunuyor.
Terörist İsrail, Tevrat’taki bu hedefini genişleterek Türkiye’nin Fırat’ına kadar uzatıyor ve Kuzey Irak’ta Fırat’ın doğusunda yer alan Türkiye’nin Güneydoğusunu da hayal ettiği ülkenin toprakları arasında sayıyor. Barzani örgütlendiği günden beri, İsrail’in askeri eğitim ve mali yardımlarında bu hayal uğruna faydalandı.
Büyük İsrail planının gerçekleşebilmesi için, önce Türkiye’nin de dâhil edildiği bir büyük savaş gerçekleştirilmeliydi ki, ortalık karışsın, barış masasına oturulduğunda, haritalar yeniden çizilebilsin.
Terörist İsrail, bu hedef doğrultusunda ABD’nin işgal ettiği Irak’ta, bir suç örgütü bile kurabilmiştir. Bunu Amerikalı gazeteci Seymour Hersh söylüyor. Bu gazeteciye göre; İsrailli istihbaratçılar, Irak’ın kuzeyinde Barzani peşmergeleri ile işbirliği içinde operasyonlar yaptığını yazdı. Yine bu gazetecinin yazdığına göre; MOSSAD’ın yönetimindeki cinayet şebekeleri, Iraklı bilim adamlarını hedef alıyor. Bilim adamlarını bir bir temizliyorlar.
Dünyadaki son ekonomik krizde battığı söylenen Lehman Brothers’in başkanlığını yapan Yakop’un daha önceki görevi İsrail Merkez Bankası Başkanlığı idi. Lehman Brothers’in 400 milyar doları İsrail’e kaçırdığı Alman basınında yayınlandı.
Merkezinde Yahudi sermayesinin bulunduğu ekonomik krizler, savaşlar ve katliamların asıl hedefi, Tevrat’ın gösterdiği vaad edilmiş topraklara ulaşmaktır.
Bazı okuyucularımdan gelen olumsuz tepkilere rağmen, daha önce söylediğim şu cümleyi tekrar etmek istiyorum; “Terörist İsrail; sapık dini inancı yüzünden haritadan silinebilir.” Bu coğrafyanın ve dünyanın rahat etmesi için bu inşallah gerçekleşir.

BATI MEDENİYETİ’NİN ÇÖKÜŞÜ, YEMEN İLE BAŞLAYACAK. - Fahrettin ALİŞAR

BATI MEDENİYETİ’NİN ÇÖKÜŞÜ, YEMEN İLE BAŞLAYACAK.

Fahrettin ALİŞAR

Bugünlerde ABD’nin gündeminde Yemen var. Çünkü zengin yer altı kaynakları keşfedildiğinden beri Yemen iştah kabartıyor. Yemen ile birlikte kısmen Somali de kapsama alanı içerisinde. ABD’yi yöneten “derin devlet”in hazırladığı, dünya kamuoyuna gösterilen, göstermelik gerekçe hazır! Neymiş? El-Kaide buralarda at koşturuyormuş! El-Kaide Örgütünü kim kurdu? Amerikan derin devleti!
Yemen’in bizde bıraktığı acı ve hüzün büyüktür. Ne zaman “Yemen” kelimesini duysam ürperirim. O diyarlarda göğsünü gere gere şehid düşen Mehmedim’i düşünür ve o hüzünlü türkülere dalar giderim:
“Yemen bizim neyimize,
Şivan düştü evimize,
Bak yavrular yetim kaldı,
Güvenmeyin beyinize,

Basma fistan kirlenirse,
Başta püskül fırlanırsa,
Ya kimlere baba desin,
Yetim yavrum dillenirse,

Günden yanı soldu m’ola,
Yerden yana uldu m’ola,
Memedim’in ela gözün,
Karıncalar oydu m’ola.”

Yemen’e yaktığımız türkü sadece bu değil ki:

“Havada bulut yok, bu ne dumandır?
Mahlede ölüm yok, bu ne figandır?
Şu yemen elleri ne de yamandır.

Ano yemendir, gülü çemendir
Giden gelmiyor, acep nedendir?
Burası Huş’tur yolu yokuştur
Giden gelmiyor, acep ne iştir?” diye uzayıp giden hüzünlü türkü.

Osmanlı Devleti’nin nihai çöküşü Yemen savunmasında başlamıştı. Amerika Yemen’e yerleşmeye başladı ama bir de orayı savunmak zorunda kalacak. Tıpkı Osmanlı’nın Yemen’i savunmak zorunda kaldığı gibi.
Batılı tarihçiler, (başta Hardvard’lı Niall Ferguson olmak üzere) 1500 yılından beri devam eden Batı’nın yükselişinin sona erdiğini savunuyorlar.
Aslında Batı’nın yükselişi; 800 yıllık Endülüs ve 600 yıllık Osmanlı’nın çöküşü ve miraslarının paylaşımı ile başlamıştı.
Batı medeniyeti; çalma, çırpma ve zulüm medeniyetidir. Elbette ki çökecektir. Afrika yılda 30 milyar dolar bulamadığı için açlıktan ölürken, kılını kıpırdatmayan ama birkaç kişinin hortumladığı finans sistemini kurtarmak için trilyon dolarları, gözünü kırpmadan zenginin cebine koyan bir medeniyete, medeniyet demek mümkün mü? Bu sistem çökmelidir ve çökecektir.
Batı’nın çöküşü, Osmanlı ve Endülüs gibi olmayacaktır. İmparatorluk iken, “ulus devlet” haline dönüşen İspanya, Portekiz ve İngiltere gibi olacaktır.
Osmanlı stratejik bir noktada olduğu için, Yemen’i savunacağım derken çökmüştü. ABD’nin Yemen’e hakim olma çabaları da çöküşün başlangıcı olacaktır. Batı Medeniyeti, Yemen ile birlikte çökecektir.

FAHRETTİN ALİŞAR

FAHRETTİN ALİŞAR


1963 yılında Konya'nın Derbent İlçesi'nde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Derbent ve Konya'da, yüksek öğrenimini G.Ü. Eğitim Fakültesi'nde tamamladı. A.Ü.de lisansüstü eğitimini (mastırını) bitirdi. Yüksek lisans tezini "Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı" konusunda hazırladı.
Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 17 yıl öğretmenlik ve idarecilikten sonra, Başbakanlık Müşavirliği görevine atandı. 3 yıl Devlet Bakanı Danışmanı olarak görev yaptı. Daha sonra Başbakanlık ÖZİ'ye uzman olarak atandı. Halen bu görevine devam etmektedir.
Mersin'de görev yaptığı yıllar; İçel halk kültürünün araştırılması ve yazılı hale getirilmesi amacıyla, bölgede derleme çalışmaları yaptı. Derlemelerini İçel Kültürü Dergisi, Erciyes Dergisi, Güneyde Kültür Dergisi, Millî Kültür Dergisi ve Millî Folklor Dergisi'nde yayınladı.

10 yıl süreyle Mersin'de, İçel Kültürü Dergisi'nin çıkarılmasına katkıda bulundu.
TRT GAP Televizyonu'na, KKTC Çocuk Oyunları ve İçel Çocuk Oyunları'nı hazırladı ve bu programların danışmanlığını yaptı.
Birçok dergi, bülten ve gazetede; halk bilimi, eğitim ve kamu sendikacılığı konularında araştırma ve makaleleri yayınlandı. Yine birçok yerel ve genel televizyonda bu konularda televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Ankara temsilcisidir.
Türkiye Yazarlar Birliği, İLESAM ve Türk Folklor Araştırmaları Kurumu üyesidir.

YAYINLANMIŞ ESERLERİ

· İçel Çocuk Folkloru
· KKTC Çocuk Folkloru
· DERBENT
· ÇİĞİL TÜRKLERİ ve AŞAĞIÇİĞİL
· Nefsimize Zor Gelen Yazılar
· Kamuda Görevde Yükselme Kitabı (GYS)
· Konya Çanakkale Şehitlerimiz
· Derbentli Şehitlerimiz

YAYINA HAZIR ESERLERİ

·Konya Yer Adları, Yerleşik Bulunan Oymak, Cemaat ve Aşiretler
·Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı (Tez Konusu)

falisar@mynet.com