ARÛS’LA, ARÛZ’U KARIŞTIRANLAR
Fahrettin ALİŞAR
Konya’da yapılan “şeb-î arûs” etkinlikleri, bu yıl diğer yıllardan farklı olarak, bir haftadan on yedi güne çıkarıldı. Ankara’dan takip edebildiğim kadarıyla etkinlikler; sema gösterileri, toplantılar, törenler ile devam ediyor.
Nicelik itibarı ile bir şeylerin yapıldığını, bunu takdir ettiğimizi söyleyebilirim. Ancak nitelik açısından aynı şeyleri söylemem çok zor!
Her yıl yapılan “şeb-î arûs” etkinliklerinin yapıldığı hafta, Mevlânâ’nın şu sözlerini hatırlatmamız lâzımdır:
“-Herkes, kendi anlayışına göre bana dost oldu,
İçimdeki sırları araştırmadı.
Benim sırrım feryadımdan uzak değil.
Lakin her gözümde onu görecek nur,
Her kulakta onu duyacak kudret yoktur.”
Gerçekten de günümüz insanları, Mevlânâ’yı kendi anlayışına göre değerlendiriyor. Kendi anlayışına göre O’nda hoşuna giden yönler bularak, Hz. Mevlânâ’yı seviyor. Çok önemli olan Mevlânâ’nın sırrını araştırmıyor. Niçin feryat ettiğini incelemiyor.
Bazı okuyucularım bana kızacak ama açıkça bazı gerçekleri söylemek istiyorum!
Bazı siyasilerimiz Mevlânâ’yı seviyor, çünkü kendi zannınca dost bildiği bir şahsiyeti tebcil etmek O’na siyasi bir avantaj sağlıyor!
Bazı esnafımız Mevlânâ’yı seviyor, çünkü ihtifaller dolayısıyla beş-on kuruş para kazanıyor!
Bazı akademisyenlerimiz Mevlânâ’yı seviyor, çünkü kendi fikirlerini cilalayıp sunuyor!
Yani zanlarınca Mevlânâ’nın düşüncelerinden destek alıyorlar.
Mevlânâ’yı anma toplantılarında beni en çok rahatsız eden ifade; “inanç turizmi” tabiridir! Ne demek inanç turizmi? İnancın turizmi olur mu? Bana göre bunun adı; “inanç ticareti”dir.
Biz çok iyi biliyoruz ki; “inanç” söz konusu olduğu zaman, para-pul, makam-mevki gibi dünyalıkları çağrıştıracak kelime ve hareketlerden uzak durulmalıdır.
Bu yıl yapılan “şeb-î arûs” törenleri çerçevesinde gerçekleştirilen, Fransız profesör Eva De Vitray Meyerovitch’in mezarının, Paris’ten Konya’ya nakil işlemini onaylamadığımı belirtmek istiyorum. Müslüman olan ve 1999 yılında vefat eden Fransız profesör; Mevlânâ’nın gölgesine defnedilmesini vasiyet etmiş olabilir. O’nun mezarını Üçler Mezarlığı’na defnetmektense, Paris’teki mezarının üzerine bir “kubbe” yaptırmak, daha akılcı olmaz mıydı? Mevlânâ diyarından kilometrelerce uzakta bir Mevlânâ aşığı abidesi dikmek daha iyi olmaz mıydı? Atalarımız “taş yerinde ağırdır” diye boşuna mı söylemişler?
Ankara’ya ziyaretime gelen bir dostum; “törenlere niye katılmadığımı” soruyor! Bu sorulara, şair ne güzel cevap veriyor:
“-Törenlerde niye yoksunuz diye bize darılma ey Pîr,
Arûs’la, Arûz’u karıştıranlardan, kalmadı bize yer!”
Pengertian Dari Flora
-
[image: Pengertian dari flora]
Pengertian dari flora
Pengertian flora dan fauna secara sederhana flora adalah tanaman dan fauna
adalah hewan. Sementara pe...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder