SÖMÜRGENLER - Fahrettin ALİŞAR

SÖMÜRGENLER


Fahrettin ALİŞAR


Obama’nın Mısır’da yaptığı konuşmayı, bir tiyatro oyunu olarak nitelemek sanırım abartılı olmaz. Obama’nın Kahire’de, İslâm Dünyası’na “Selamünaleyküm!” demesi, salonda bulunanlar ve uzaktan izleyen birçok Müslüman tarafından “Aleykümselam!” karşılığını alması, tam bir tiyatro sahnesini hatırlatıyor.

Bunu başka nasıl yorumlayabiliriz ki?

Obama; Hz. İsa’nın Birleşik Kilisesi’ne bağlı bir Protestandır. En çok sevdiği filozof, Protestan dinbilimci Reinhold Niebuhr’dur. En çok sevdiği kitap İncil ve Nobel ödüllü Tony Morrison’dan “Song of Solomon”dur. Bunlar Obama’nın kimliği ile ilgili bilgiler!

Obama’nın kimliğini bir tarafa bırakıp, O’nun “ne dediğini” değil, “neden dediği” üzerinden yola çıkarak, bir durum değerlendirmesi yapalım.

Bir kere Obama’nın sarf ettiği sözlerin ardında ABD’nin birçok emeli saklı durmaktadır. İşte bu saklı emeller iyi tahlil edilmelidir.

ABD, SSCB’nin dağılmasından sonra, İslâm Dünyası’na karşı soğuk savaş başlatmıştır. İki kutuplu soğuk savaşın hüküm sürdüğü dünyada, dönemin iki kutbundan birisi olan SSCB’nin dağılma sürecinden sonra, bu mücadeleden çekilmiştir. Bunun üzerine ABD, soğuk savaşın yönünü ideolojik eksenden, medeniyet eksenine çekmiş, SSCB yerine de İslâm’ı koymuştur. Aynı anda devreye koyduğu; Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), Ilımlı İslâm Projesi, Medeniyetler İttifakı ve Dinlerarası Diyalog, ABD’nin İslâm Dünyasını küresel sisteme eklemleme projelerinden başka bir şey değildir!

Bush döneminde işgal edilen Irak ve Afganistan, demokratikleşme ve özgürleştirme hareketi yutturmacası ile yapılan bir askeri operasyondan ibarettir.

ABD’deki Yahudi Lobisi’nin ürettiği, “11 Eylül terörü” ortamı kullanılarak; “ya bizdensiniz ya da düşmansınız!” denilerek, İslâm Dünyası’na bir dayatma başlatıldı. Bush ağzındaki baklayı Beyazsaray’da çıkardı: “Haçlı Seferi Başlattım!”

Soros’un “kadife devrimleri” birbirini izledi. Amerikancı yönetimlerin iş başına gelmesi için, yeşil dolarlar havalarda uçuştu.

Bütün bunlara rağmen ABD için sonuç koskoca bir fiyasko oldu. ABD’nin soğuk savaş sonrası bu buyurucu, dikte ettirici, zorba anlayışı, dünya ile özellikle İslâm Dünyası ile karşı karşıya gelmesine neden oldu. Amerikan karşıtlığı tavan yaptı.

Derken Amerikan sistemi; boyalı, cilalı bir “Başkan” ortaya çıkardı. Onun adı Obama idi. Hem de isminin önünde “Hüseyin” olan bir Obama!

Hüseyin Obama önce Türkiye’yi ziyaret etti. “Ezan’a saygı” dedi. Sultanahmet Camii’ni ziyaret etti. İslâm Dünyası’na olumlu mesajlar verdi. Ardından bir başka İslâm Ülkesi olan Mısır’a gitti. Kahire’de “Selamünaleyküm!” dedi. “İslam, ABD’nin bir parçasıdır!” dedi. Daha da ileri gitti: “Hiçbir ülke, başka bir ülkeye zorla bir yönetim şeklini kabul ettiremez!” dedi.

Peki ama bunları neden söyledi?

1798 yılında, Mısır’ı işgal eden Napolyon şöyle demişti:

“-Ben Katolik geçinerek Vendee Savaşı’nı kazandım. Müslüman geçinerek Mısır’a yerleştim. Papacı geçinerek İtalya’da yürekleri kazandım. Bir Yahudi halkını yönetecek olsam, Süleyman’ın tapınağını yeniden kurardım!”

İşte izlenen taktik budur. Obama da Napolyon’un izinden gitmektedir. Obama’yı boyalayıp cilalayın Yahudi Lobisi tarih dersini iyi çalışmıştır.

Bu sözleri sarf eden Napolyon da, Mısır’da “Selamünaleyküm!” diyen Obama da, emperyalist güçlerin birer siyasi figürleridir. Bugün ABD sistemi, boyalayıp, cilalayıp İslâm Dünyası’na gönderdiği Obama sayesinde, İslâm Ülkelerindeki sömürgesini daha rahat ve uzun vadeli devam ettirmeyi planlamaktadır.

Dünyadaki “sömürgenler”in; dünkü temsilcisi Napolyon idi, bugün de Obama’dır. Tarih geçmişten ders almak için okunmaz mı?

Napolyon 1798’de İskenderiye’de şöyle demişti:

“-Fransız ordusu bir emperyalist değil, bir kurtarıcıdır. Fransız Milleti, Müslümanların bir parçasıdır!”

Bugün Obama Mısır’da ne dedi:

“-İslâm, Amerika’nın değişmez bir parçasıdır!”

Bu iki söylem bize; dün ve bugünkü “sömürgenlerin” izlediği taktiğin aynı olduğunu göstermez mi?

Ülkemizde ve İslâm Ülkelerinde; bu sömürgenleri alkışlayanları ve bunlara methiyeler dizen yağdanlık kalemleri gördükçe, İslâm coğrafyasının neden kan ağladığını daha iyi anlıyorum!

Hiç yorum yok:

FAHRETTİN ALİŞAR

FAHRETTİN ALİŞAR


1963 yılında Konya'nın Derbent İlçesi'nde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Derbent ve Konya'da, yüksek öğrenimini G.Ü. Eğitim Fakültesi'nde tamamladı. A.Ü.de lisansüstü eğitimini (mastırını) bitirdi. Yüksek lisans tezini "Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı" konusunda hazırladı.
Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 17 yıl öğretmenlik ve idarecilikten sonra, Başbakanlık Müşavirliği görevine atandı. 3 yıl Devlet Bakanı Danışmanı olarak görev yaptı. Daha sonra Başbakanlık ÖZİ'ye uzman olarak atandı. Halen bu görevine devam etmektedir.
Mersin'de görev yaptığı yıllar; İçel halk kültürünün araştırılması ve yazılı hale getirilmesi amacıyla, bölgede derleme çalışmaları yaptı. Derlemelerini İçel Kültürü Dergisi, Erciyes Dergisi, Güneyde Kültür Dergisi, Millî Kültür Dergisi ve Millî Folklor Dergisi'nde yayınladı.

10 yıl süreyle Mersin'de, İçel Kültürü Dergisi'nin çıkarılmasına katkıda bulundu.
TRT GAP Televizyonu'na, KKTC Çocuk Oyunları ve İçel Çocuk Oyunları'nı hazırladı ve bu programların danışmanlığını yaptı.
Birçok dergi, bülten ve gazetede; halk bilimi, eğitim ve kamu sendikacılığı konularında araştırma ve makaleleri yayınlandı. Yine birçok yerel ve genel televizyonda bu konularda televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Ankara temsilcisidir.
Türkiye Yazarlar Birliği, İLESAM ve Türk Folklor Araştırmaları Kurumu üyesidir.

YAYINLANMIŞ ESERLERİ

· İçel Çocuk Folkloru
· KKTC Çocuk Folkloru
· DERBENT
· ÇİĞİL TÜRKLERİ ve AŞAĞIÇİĞİL
· Nefsimize Zor Gelen Yazılar
· Kamuda Görevde Yükselme Kitabı (GYS)
· Konya Çanakkale Şehitlerimiz
· Derbentli Şehitlerimiz

YAYINA HAZIR ESERLERİ

·Konya Yer Adları, Yerleşik Bulunan Oymak, Cemaat ve Aşiretler
·Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı (Tez Konusu)

falisar@mynet.com