BALTANIN SAPI BİZDEN - Fahrettin ALİŞAR

BALTANIN SAPI BİZDEN

Fahrettin ALİŞAR

Geçen hafta Türkiye’yi ziyaret eden İrlanda Cumhurbaşkanı Mary Mc Aleese, basın toplantısında, Osmanlı’nın torunlarının bile bilmediği bir olayı anlattı.

McAleese, 1 milyon İrlandalının hayatını kaybettiği 1847’deki “Büyük Açlık” döneminde, Osmanlı padişahının içi gıda dolu üç gemisini, Drogheda’daki limanlarına nasıl ulaştırdığını hatırlattı.

McAleese, “İrlanda halkı bu eşine az rastlanır bonkörlük girişimini asla unutmadı. Bunun sonucunda, sizin bayrağınızdaki semboller, bu güzel yıldız ve hilali bölgenin sembolü haline getirdi. Bugün İrlanda’nın Drogheda Takımının formasında ‘ay-yıldız’ amblem vardır. Bu ay-yıldız, sizin bayrağınızın ay-yıldızıdır” dedi.

Tarihçiler dışında Osmanlı’nın İrlanda’ya yardım ettiğini bilen insanımız pek yoktur. Çünkü bir iyilik yaptıktan sonra onu unutmak Türk olmanın kodlarından biridir. Fakat iyiliği unutmayan İrlandalıların, 165 yıl sonra kendi Cumhurbaşkanlarının ağzından teşekkürlerini tekrarlamaları bir kadirşinaslıktır.

Üstelik yardım gemilerinin Belfast veya Dublin gibi limanlara yanaşmasına İngilizlerce izin verilmemiş, gemiler gizlice Droheda Limanı’na girerek yüklerini boşaltmıştı.
Bu konu ile ilgili olarak, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanı Önder Bayır; 19. yüzyılın ortalarında Avrupa’nın başka ülkelerinde de kıtlık yaşandığını belirterek, Osmanlı’nın Macaristan, Hollanda, Polonya hatta ABD gibi ülkelere de bu tür yardımlarda bulunduğunu söyledi.

İrlanda Cumhurbaşkanı’nın sözleri arasında bu yardımlara teşekkür etmesinden daha önemli bir tespit var. O da “Çanakkale Savaşı bizim açımızdan bir dönüm noktası oldu, özgürlüğümüzü kazanmak ve bu bilinci edinmek adına” sözleridir.

Çanakkale’de, yenilmez zannedilen ve “üzerinde güneş batmayan imparatorluk” denilen İngiltere, tarihinin en ağır yenilgisine uğramıştı. İşte bu yenilmezliğin kırılması, dolayısıyla İngiliz sömürgesi niteliğindeki ülkelerin başkaldırması Çanakkale ile başlamıştı.

Yıllar önce Türk Milli Takımı ile İrlanda Milli Takımı bir maç yapmıştı. Bu maç sonrası, Türk Milli Takımını eleştirenler için Teknik Direktör Mustafa Denizli şunları söylemişti:

“-Bunlar bizim içimizdeki İrlandalılar!”

Sayın Denizli’nin bu sözleri bana içimizdeki Almanları, İngilizleri ve Sorosları hatırlattı. Mesela Erzincan’ın İliç İlçesindeki altın madenlerini İngiliz Kraliyet ailesine ait bir şirkete kim sattı? Bor ve altın madenleriyle Almanların yakından ilgilenmesine göz yuman kim ya da kimler? Türkiye’deki sıcak parayı yani Bankaları Soros Vakfı kontrolüne kim bıraktı?

Türkiye’deki yüzlerce vakfı, derneği, sivil toplum görüntüsü altındaki kuruluşları besleyenleri zaten biliyoruz. Bizim sorunumuz, “içimizdeki İngiliz’i, Alman’ı, Soros’u” bilmemek.

Ormandaki ağaçlara sormuşlar:

“-Neden böyle üzgünsünüz?”
Ağaçlar cevap vermiş:

“-Balta bizim köklerimizi kesiyor, buna yanmıyoruz! Ne hazindir ki baltanın sapı bizden, ona yanıyoruz!”

Maddi ve manevi değerlerimizin kökünü kesmeye çalışan; İngiliz, Alman ve Soros baltalarını tanıyorum. Ama bu baltaların sapı bizden, ona yanıyorum!

HEDEF BÜYÜTMEK - Fahrettin ALİŞAR

HEDEF BÜYÜTMEK
Fahrettin ALİŞAR

ABD Temsilciler Meclisi; 1915 yılında Anadolu’da emperyalizmin kışkırtması ve yönlendirmesiyle meydana gelen, zorunlu iskân olayını, “sözde Ermeni soykırımı tasarısı” olarak kabul etti. Her yıl Mart ayında, ABD’nin gündeminde bu tasarı var. Türkiye her yıl bu tasarının kabul edilmemesi için seferber olur. Her yıl Yahudi Lobisi, Demokratlar, Cumhuriyetçiler ile temasa geçme tiyatroları oynanır. Onlarla diyaloglara geçilmeye çalışılır. Bu konuda harcanan bütçenin maliyetini de bilmiyoruz!

ABD, 21 nci yüzyılda sanal ve yalan gerekçelerle Irak’ı işgal etti. İşgalden sonra Irak’ın fotoğrafına bir bakalım:

2 milyon Müslüman sivil katledildi.

1,5 milyon Müslüman sakat kaldı.

6 milyon Müslüman göçmen durumuna düştü.

1,5 milyon Müslüman evini terk etti.

6,5 milyon Müslüman öksüz kaldı.

Yeni doğan çocukların yüzde %50’si yetersiz beslenmeden ölüyor.

Okul çağındaki çocukların yarısı okula gidemiyor.

İşte ABD’nin “demokrasi” getireceğim diye, sanal ve yalan gerekçelerle işgal ettiği “Demokratik Irak(!)” bu!

ABD halen Afganistan’da ve Yemen’de masum sivilleri hiç tereddüt etmeden katletmektedir. Ebu Gureyp’te ABD askerlerinin ilkel ve iğrenç işkence fotoğrafları henüz hafızalardaki yerini muhafaza etmektedir. Dahası ABD, bütün dünyanın gözünün içine baka baka Guantanomo’da insan haklarına meydan okumaya devam etmektedir. ABD böyle bir ülkedir.

ABD’nin daha dün Süleymaniye’de bulunan Türk askerlerinin başına çuval geçirmedi mi? PKK terör örgütü ile mücadelede, Türkiye’nin terörle mücadelede zaafa uğraması için elinden her geleni yapmadı mı?

Bütün bu olan bitenlere rağmen Türkiye, ABD’yi “stratejik müttefik” ve “rol model” olarak ifade etmeye devam etmiştir. Büyük bir istekle de Türkiye, NATO’da ve Afganistan’da ABD ile işbirliğini sürdürmektedir. ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesini de sahiplenmiştir. Hatta Türkiye tamamen ABD’nin yönlendirmesiyle Ermenistan ile iki de protokol imzalamıştır. Bunun sonucu olarak da Azerbaycan ile ilişkilerinde Türkiye büyük gerilimler yaşamıştır.

Türkiye aşağıdan aldıkça ABD, Türkiye çıkarları aleyhine hedef büyütmektedir.

Türkiye artık “Ermeni soykırım tasarılarıyla” uğraşmaktan vaz geçmelidir. PKK terörü ve soykırım iddiaları, Batı ülkeleri tarafından Türkiye’nin dış politikasını manipüle etmek amacıyla kullanıldığı açıktır. Türkiye kendisine karşı oynanan makro planlara, mikro tepkiler göstererek durumu lehine çeviremez.

Türkiye, artık hedef büyütmelidir. Sahte ve sanal “Ermeni soykırım iddialarına” karşı, ABD ile problemleri olan İran ve dost Azerbaycan ile ikili ilişkilerini geliştirerek karşı hamle yapmalıdır. Türkiye ile Azerbaycan arasında ciddi ve stratejik bir bütünleşme süreci başlatılmalıdır. Bu bağlamda Hocalı ve Karabağ olayları dünya gündemine yeniden taşınmalıdır. ABD’nin Ermenistan yanlısı tutumuna karşı Türkiye, İran ile ilişkilerini Batı formatının dışına taşıyarak bir denge kurmalıdır.

Ancak böyle bir girişim Türkiye’yi sürekli savunma yapan bir ülke olmaktan çıkarabilir. Hedef büyütemeyen bir Türkiye, sürekli savunma yaparak küçülecektir. Zaten AB(D) de bunu istemektedir.

CONİLER, EVANGELİSTLER VE SİYONİSTLER - Fahrettin ALİŞAR

CONİLER, EVANGELİSTLER VE SİYONİSTLER

Fahrettin ALİŞAR

Birleşmiş Milletler rakamlarına göre; dünya servetinin yüzde 59 u, sadece yüzde 6’lık bir nüfusun elinde. Dünyada 2 milyar insan okur-yazar değil.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Mun’un, konu ile ilgili yaptığı açıklamaya göre; dünyamızın 13 katrilyonluk bir nüfusu dahi besleyebilecek potansiyele sahip olduğunun bilinmesine rağmen, her yıl 15 milyon çocuğun açlıktan ölmesini seyrediyoruz.

Dünyanın tüm kadınlarının bir yıllık doğum ve sağlık harcamaları için yalnızca 12 milyar dolar gerekirken, sadece AB ve ABD’de parfüme harcanan paranın bu miktardan daha fazla olduğu gerçeğini acaba kaçımız biliyoruz?

Dünyada insan ticaretine tabii olanların yüzde 55’i, cinsel sömürünün mağduru durumunda! Zorla çalışmaya maruz kalan bu insanların büyük çoğunluğunu, kadın ve çocuklar oluşturmakta.

Dünyada 1,7 milyon kadın ve çocuk cinsel sömürüye maruz kalmakta, Filipinler ve Tayland başta olmak üzere birçok Asya ülkesinde oluşturulan fuhuş köylerine; başta ABD ve AB ülkelerinden olmak üzere, birçok Batı ülkesinden turlar düzenlenmektedir.

Birleşmiş Milletler rakamlarına göre; 2. Dünya savaşının ardından bölgesel ve iç savaşlarda, 25 milyonu aşkın kişi öldü. Bir o kadarı da yerinden ve yurdundan edildi. Halen 8,5 milyon insan mülteci statüsünde yaşıyor.

Dünyada barış için harcanan 1 dolara karşılık, silahlanmaya 2.000 dolar harcanıyor. Yani savaşa, barışın 2.000 katı daha fazla harcama yapılıyor.

Bugün dünya servetinin yüzde 59 u, “ABD/AB/İsrail” üçlüsünü oluşturan Coniler, Evangelistler ve Siyonistler elinde bulunuyor.

Dünyada 2 milyar insanın okur-yazar bile olmamasına sebep olanlar bular.

Dünyada her yıl 15 milyon çocuğun açlıktan ölmesine sebep olanlar ve izleyenler bunlar.

Dünyanın tüm kadınlarının bir yıllık doğum ve sağlık harcamaları için yalnızca 12 milyar dolar gerekirken, bu paradan daha fazlasını parfüme harcayanlar bunlar!

Dünyada insan ticareti oluşturan, bunların yüzde 55’ini cinsel sömürünün mağduru durumuna getirenler bunlar!

Dünyada 1,7 milyon kadın ve çocuğu cinsel sömürüye maruz bırakan, Filipinler ve Tayland başta olmak üzere birçok Asya ülkesinde fuhuş köylerine turlar düzenleyenler bunlar!

İkinci Dünya savaşının ardın, bölgesel ve iç savaşlara zemin hazırlayıp, kibriti çakıp, 25 milyonu aşkın insanın ölümüne sebep olanlar bunlar!

Dünyada 8,5 milyon insanı mülteci statüsünde yaşatanlar bunlar!

Sözde barışa 1 dolar harcayıp, silâhlanmaya 2.000 dolar harcayanlar ve bunu teşvik edenler bunlar!

Bütün bunları gördükten sonra, Gloria Allned’ın şu sözünü hatırlamamak mümkün mü?

“-Bazı insanlar hakkında daha çok bilgi edindikçe, köpekleri daha çok seviyorum!”

Sadece İslâm Dünyası için değil, tüm insanlık için en büyük tehdit olan; Coniler, Evangelistler ve Siyonistler’in yaptıklarına baktıkça, köpekleri daha çok seviyorum.

FAHRETTİN ALİŞAR

FAHRETTİN ALİŞAR


1963 yılında Konya'nın Derbent İlçesi'nde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Derbent ve Konya'da, yüksek öğrenimini G.Ü. Eğitim Fakültesi'nde tamamladı. A.Ü.de lisansüstü eğitimini (mastırını) bitirdi. Yüksek lisans tezini "Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı" konusunda hazırladı.
Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 17 yıl öğretmenlik ve idarecilikten sonra, Başbakanlık Müşavirliği görevine atandı. 3 yıl Devlet Bakanı Danışmanı olarak görev yaptı. Daha sonra Başbakanlık ÖZİ'ye uzman olarak atandı. Halen bu görevine devam etmektedir.
Mersin'de görev yaptığı yıllar; İçel halk kültürünün araştırılması ve yazılı hale getirilmesi amacıyla, bölgede derleme çalışmaları yaptı. Derlemelerini İçel Kültürü Dergisi, Erciyes Dergisi, Güneyde Kültür Dergisi, Millî Kültür Dergisi ve Millî Folklor Dergisi'nde yayınladı.

10 yıl süreyle Mersin'de, İçel Kültürü Dergisi'nin çıkarılmasına katkıda bulundu.
TRT GAP Televizyonu'na, KKTC Çocuk Oyunları ve İçel Çocuk Oyunları'nı hazırladı ve bu programların danışmanlığını yaptı.
Birçok dergi, bülten ve gazetede; halk bilimi, eğitim ve kamu sendikacılığı konularında araştırma ve makaleleri yayınlandı. Yine birçok yerel ve genel televizyonda bu konularda televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Ankara temsilcisidir.
Türkiye Yazarlar Birliği, İLESAM ve Türk Folklor Araştırmaları Kurumu üyesidir.

YAYINLANMIŞ ESERLERİ

· İçel Çocuk Folkloru
· KKTC Çocuk Folkloru
· DERBENT
· ÇİĞİL TÜRKLERİ ve AŞAĞIÇİĞİL
· Nefsimize Zor Gelen Yazılar
· Kamuda Görevde Yükselme Kitabı (GYS)
· Konya Çanakkale Şehitlerimiz
· Derbentli Şehitlerimiz

YAYINA HAZIR ESERLERİ

·Konya Yer Adları, Yerleşik Bulunan Oymak, Cemaat ve Aşiretler
·Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı (Tez Konusu)

falisar@mynet.com