İNANÇLARINIZI DEĞİL, İNANDIKLARINIZI SORGULAYIN.
Fahrettin ALİŞAR
İnancımızı sorgulayamayız. Çünkü “inanç” bütünüyle bir teslimiyettir. Ruhla, bedenle ve akılla toplu bir kabulleniştir. Bir hazmediş ve kendini terk ediştir. Ancakinandıklarımızı sorgulayabiliriz.
İnandıklarımı, beni kendilerine inandıranları ve daha da ilerisi, beni kandıranları sorgularım. Çünkü beni inandıranların samimiyetlerini ve niyetlerini sorgularım.
İnancım mükemmeldir ama beni inandıranların mükemmeliyetleri sorgulamaya açıktır. Onların samimiyetleri ve niyetleri sorgulanmalıdır.
Belki de inandıklarım, aynı inancı paylaştığımı sandıklarım, yanılıyorlardır! Sorgulamadan nereden bile bilirim? Ya bunlar yanılıyor ve beni kandırıyorlarsa? Benim inancıma benim kadar sadık durmuyor ve sağlam kalmıyorlarsa? Öyle ise sorgularım arkadaş, siz de sorgulayın!
Çoğu zaman birliktelik psikolojisi ve beraberlik coşkusu, “inanç sistemi”ni zedeleyebilir. Bazen koşar adım ilerlerken, birden bire durup, “nereye gidiyorum, kiminle gidiyorum!” demek gerekmez mi?
İnancın sağlamlığı, inancın kutsiyeti konusunda şüpheye düşmek değildir bu! Bu sadece ve sadece, yan yana, peş peşe yürüdüklerinin, seninle aynı amaç uğruna yürüyüp yürümediğini kontrol etmektir.
Hani bir söz vardır:
“Kartal da, karga da kuştur. İkisi de gökyüzünde uçar, ama ikisinin de amacı ve yapısı farklıdır.”
İçinde bulunduğun kuş sürüsünün içinde, karga var mı diye kontrol etmek, bir inancın testi değil, inancın matematiksel sağlamasıdır.
Bazen hayatın bir yerinde, başımızı iki elimizin arasına alıp düşünmek lazımdır:
“Bu bir amaç mı, yoksa toplumsal bir histeri içinde gaza mı geliyorum!”
Bunu herkes yapmalı.
Herkes yanına kendi cetvelini koymalı!
Yanlış yönde yapılan toplu hipnozlar yaşamaktan bizi kurtaracak en önemli şey, inandıklarımızı sorgulamaktır.
İpe sapa gelmez sözlerle, toplu hipnoza tabi tutularak, sorgulamadan gidilen yol, bizi kurtarmaz! Belki de batırır. Hipnozu bazen bir lider, bazen yazar-çizer kalemler yapabilir. Bir sürü ipe sapa gelmez sözler ve yazılarla kandırılabiliriz.
Konu ile ilgili Orhan Veli ne güzel söylemiş:
“Ne acayip bilmez,
Kimi işinde, gücünde,
Kiminin donu yok içinde.
Ağız var, kulak var, burun var.
Hepsi başka biçimde.
Bu düzen böyle mi gidecek?
Pireler filleri yutacak.
Yedi nüfuslu haneye
Üç buçuk tayın yetecek.
Karışık bir iş vesselam.
Yazdığı da ne? Bir sürü
İpe sapa gelmez KELAM”
İpe sapa gelmez kelamlara kanmayın. Sizi toplu hipnoza tabi tutanları sorgulayın! Ama inanç sisteminizi asla!.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder