MİLLETE AB(D) PRİZMASINDAN BAKANLAR
Fahrettin ALİŞAR
28.04.2009
Bu millet “tamam bitti” denilen anlarda bile, egemenliğinden taviz vermeyen bir millettir. En zor şartlarda, kendisine yan gözle bakanlara dersini vermesini bilmiştir. Tarih bunun bariz örnekleri ile doludur.
Osmanlı Devleti’nin, Avrupa kıtasındaki siyasal ve sosyal gelişmeler üzerindeki, belirleyiciliğini azaltan antlaşma, “Karlofça Antlaşması”dır. Bu antlaşma bizim o zamana kadar en büyük toprak kaybımızı görüştüğümüz bir antlaşmadır. Osmanlı Heyeti; düşmanları olan Avusturya, Venedik, Polonya ve Rusya’ya karşı dört cephede aynı anda savaşmış, savaş sonrası dört ayrı masada görüşmelerini yürütmüştür.
Karlofça antlaşmasını, 1200 kişilik bir Osmanlı Devleti müzakere etmiştir. En zor şartlarda olmasına rağmen, bu heyet asla “teslimiyet ruhu” içinde olmamıştır. Devletin izzetini korumak ve işgale uğramış toplarından mümkün olan en büyük hisseyi geri almak inancı ve gayretiyle hareket etmiştir. Bu antlaşmada; taş taş, köy köy müzakere edilmiştir. Osmanlı Heyeti, anlaşmadaki olumsuz tavırlar karşısında, “savaşı yeniden başlatırız!” tehdidi ile karşılık verebilmiştir. Bunun ayrıntıları tarihin tozlu raflarında yerini almaktadır.
Bizim tarihimizin hiçbir döneminde toprağın pazarlığı yapılmamıştır. Mağlubiyet sonrasında bile onurlu ve vakar duruşumuz devam etmiştir. İşte Karlofça antlaşması bunun en büyük örneğidir.
Bizim atalarımız; çakıl taşının hesabını yapmış, çakıl taşının hesabında kelle istemiştir. Ancak içimizden, her dönemde “teslimiyet ve taviz gafleti içinde olanlar” çıkmıştır.
Birinci Dünya Savaşı’nın bitimine yakın, dünyaya yön verecek politika izleme kararı alan, zamanın ABD başkanı Thomas Wilson, 8 Ocak 1918’de 14 prensip açıklamıştır.
Bu prensipte yer alan maddelerden biri de Osmanlı toprakları ile ilgilidir. Bunun açıklanmasının hemen ardından, içimizden çıkan bazı teslimiyet ve taviz gafleti içinde olanlar; “Wilson Prensipleri Cemiyeti” isimli bir örgüt kurmuşlardır.
İçimizdeki bu teslimiyetçiler daha ileri gitmişler; “ABD mandası” isteyebilmişlerdir. Aralarında Halide Edip (Adıvar), Yunus Nadi, Ahmet Emin (Yalman), Dr. Celal Muhtar, Velit Ebüzziya, Ali Kemal, Celal Nuri, Necmettin Sadık ve Mahmut Sadık, ABD Başkanı Wilson’a bir mektup yazarak, “Amerikan mandası” istemişlerdir.
Bu mektuptan yaklaşık 5 ay sonra, Mayıs 1919’da bu kez üç asker, İstanbul’daki Amerikan Kuruluna başvurarak, “ABD mandası” istemişlerdir. Bunlar; Ahmet İzzet Paşa (Furgaç), Cevat Paşa (Çobanlı) ve Çürüksulu Mahmut Paşa’dır. Ahmet İzzet Paşa’nın; sadrazamlık, genelkurmay başkanlığı ve harbiye nazırlığı yaptığını, Cevat Paşa’nın; genelkurmay başkanlığı yaptığını düşünecek olursak, rezaletin büyüklüğünü daha da iyi anlayabiliriz.
Peki Wilson Prensipleri’nin içinde, bizim ile ilgili ne vardı? Anadolu’nun doğusunda bir Ermenistan ve Kürdistan kurulması kararı vardı. Zaten Wilson Prensipleri’nin hemen ardından “Sevr” önümüze konulmuştur.
Amerikan ve İngiliz Ajanları’nın; Ermenistan ve Kürdistan Devleti hayali ile, Anadolu’nun doğusunda neler yaptığını, halkı nasıl kışkırttıklarını, Ermeni ve Kürtleri nasıl kullandıklarını iyi tahlil ettiğimizde, “sözde Ermeni soykırımı iddialarını” ve “PKK terör örgütü serüvenini” iyi anlayabiliriz.
İngiliz ajanlarının, doğuda Kürtleri kışkırttıkları günlerde; Kürt aşiretlerinin Lozan’a çektikleri: “Bizim bir ayrılığımız yoktur, aynı milletin evlatlarıyız!” mealindeki telgrafları takdire şayandır. Bu ruh ve direniş bilinci, Türkiye’yi “Wilson tuzağı” ile “Sevr tuzağı”ndan kurtarmıştır.
Şimdi önümüze yine Ermenistan ve Kürdistan tuzakları kurulmuştur. Ermeni soykırımı palavrası ısıtılıp ısıtılıp önümüze konulmakta, İngiliz Lordlar Kamerası doğuda yol haritası çizmektedir.
Olaylara “AB(D) prizmasından bakan” içimizdeki teslimiyetçiler; taviz vererek, tek taraflı iyi niyetle, Wilson Prensipleri ve Sevr tezgahlarını aşabileceklerini zannetmektedirler.
Soros’un Obaması’nın yanak okşamasına, gülücükler dağıtmasına bakmayın! AB(D)’nın Irak’ta yaptığı katliamlara, Amerikan kıtasındaki Kızılderili katliamına bakın. Demokrasi imiş, insan hakları imiş, bunlar onların boyalı yüzü.
Millete AB(D) prizmasından bakanlarla; Wilson Prensipleri ve Sevr tezgahının bozulması mümkün değildir. Önce, içimizdeki teslimiyetçi ruhlardan kurtulmak gerekir.
Pengertian Dari Flora
-
[image: Pengertian dari flora]
Pengertian dari flora
Pengertian flora dan fauna secara sederhana flora adalah tanaman dan fauna
adalah hewan. Sementara pe...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder