ÜLKEMİZİN KANINI EMEN ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER

ÜLKEMİZİN KANINI EMEN ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER


Fahrettin ALİŞAR

falisar@mynet.com


Çok uluslu şirketler, sermayeleriyle kanımızı emiyorlar. ABD, İngiltere, Fransa, Hollanda, Almanya gibi ülkelerin “çok uluslu şirketleri” ülkemizi adeta “yolunacak kaz” olarak görmektedirler. Türk Telekom, TÜPRAŞ, Limanlar, Araziler, Bankalar derken; en son OYAKBANK’ı da “kaz” gibi yoldular.

Oyakbark’ı satın alan Hollanda bankası ING Gurup; 2003 yılında Türkiye ile ilgili yayınladığı “iktisadi yön” raporunun kapağında, Türkiye’yi “yolunacak hindi” olarak yatırımcılarına lanse etti. Ülkemizi “yolunacak kaz” olarak görmeyi daha nasıl tarif edecekler? Açıkça yayın organlarında söylüyorlar.

Yabancı sermaye ülkemize; yeni istihdam imkanı sağlamaya, doğrudan sanayi yatırımları yapmaya gelmiyor. Niçin geliyor? Bankacılık, sigortacılık ve emlâk gibi kar marjı yüksek sektörleri ele geçirmek için geliyor. Bunun açık örnekleri var. Yabancı sermaye tam 15 bankamızı satın aldı. Ülkemizde bankacılıkta yabancı payı yüzde 50’lere yükseldi. Yabancı sermayenin el attığı bankaların paylarına tek tek bakalım:


Banka: Satın Alan: Satılan Pay:


Demirbank HSBC Bank Plc Yüzde 100

Sitebank Yunan NovaBank SA Yüzde 100

TEB Fransız BNP Paribas Yüzde 50

Yapı ve Kredi Koçbank-İtalyan Uni Credit Yüzde 57.4

Dışbank Hollanda-Belçika Serm. Fortis Yüzde 89.34

Garanti Bankası General Elect.Con.Fin. Yüzde 25

C Bank İsrailli Bank Hapoalim Yüzde 58

Denizbank Belçika-Fransız Ser. Dexia Yüzde 75

MNG Bank Hariri Ailesi Bank MED Yüzde 91

Akbank Citibank Yüzde 20

Sitebank Yunan Novabank Yüzde 100

Tekfenbank Yunan EFG Eurobank Yüzde 70

Alternatif Bank Yunan Alpha Bank Yüzde 50

Oyak Bank Hollanda ING Bank Yüzde 100


Oysa sanayileşip kalkınmaya önem veren ülkelerde bu oran, yüzde 20’leri asla geçmemiştir. Bugün sanayileşmiş ülkelerde; bankacılık sektörü alanında, yabancıların payı oldukça düşüktür. Buna karşılık, IMF reçetelerini uygulan ülkelerde yabancı payı çok yüksektir.


Ülke Adı: Bankalarda Yabancı Payı :

İtalya Yüzde 8

Almanya Yüzde 5

İspanya Yüzde 10

Hollanda Yüzde 11

Fransa Yüzde 19

Yunanistan Yüzde 20

TÜRKİYE Yüzde 50


Ülkemizde; “AB’ye Uyum” yutturmacası ve “küreselleşme” edebiyatı ile yabancı sermaye hareketinin önü açıldı. Bu sermayenin kontrolü iyice zorlaştırıldı.

Yabancı sermaye; bizim gibi ülkelerde, istediği zaman “kriz” oluşturacak güce ulaştı. Bunun en iyi örneğini 2001 yılında Arjantin yaşadı. 2001 yılında Arjantin’de krizden önce, dışarıya 30 milyar dolar transfer ettiler. Bu transfer, krizi beraberinde getirdi. Arjantin krizinin benzeri ülkemizde de yaşandı. Ülkemizde yaşanan krizin de ana kaynağı, dışarıya dolar transferidir. Bu transferden sonra, küresel sermayenin en iyi uygulayıcılarından meşhur “Kemal Derviş” ülkemize teşrif etmiştir.

Bir yabancı banka işletmecisi; istediğinde elindeki mevduatı, dövize çevirip dışarıya transfer eder. Bu durumda dövize olan talep hızla artar. Ekonomik kriz böyle oluşur.

Bir başka açıdan değerlendirecek olursak; Türkiye’de en yüksek faizi yabancı bankalar alıyorlar. Yabancı bankaların tamamı, banka ve kredi kartları için, yasal faiz olarak yüzde 96 ve gecikme faizi olarak yüzde 106 faiz uyguluyorlar. Ziraat Bankasının uyguladığı faiz oranı ise yüzde 48’dir.

Ülkemizde yabancı bankalar, “lobi” oluşturmada etkin işletmeler haline de gelmişlerdir. Çoğu yazılı ve görüntülü medyada çok etkilidirler. Piyasa imkânlarını, beklentilerini kendilerine göre oluşturmaktadırlar. Bu uygulamaların Türkçesi; “Türkiye’nin iç ve dış politikalarını etkilemektir.”

Çok uluslu sermaye şirketleri; IMF ve Dünya Bankası aracılığıyla, Türkiye’de paradan para kazanmakta, ülkemizi “yolunacak kaz” olarak görmekte ve istedikleri gibi politika uygulatmaktadırlar. Ne de olsa bizden görünüp, bunların politikasını uygulayan; “Türkiye’yi pazarlıyoruz”, “Babalar gibi satarım” diyen temsilcileri var!

Peki! “Türkiye’yi pazarlıyoruz!” “Babalar gibi satarım!” diyenleri, “pazarlamak” ve “babalar gibi satmak!” siz değerli okuyucularımın görevi değil mi? Hadi öyle ise 22 Temmuz’da işbaşına!..

Hiç yorum yok:

FAHRETTİN ALİŞAR

FAHRETTİN ALİŞAR


1963 yılında Konya'nın Derbent İlçesi'nde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Derbent ve Konya'da, yüksek öğrenimini G.Ü. Eğitim Fakültesi'nde tamamladı. A.Ü.de lisansüstü eğitimini (mastırını) bitirdi. Yüksek lisans tezini "Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı" konusunda hazırladı.
Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 17 yıl öğretmenlik ve idarecilikten sonra, Başbakanlık Müşavirliği görevine atandı. 3 yıl Devlet Bakanı Danışmanı olarak görev yaptı. Daha sonra Başbakanlık ÖZİ'ye uzman olarak atandı. Halen bu görevine devam etmektedir.
Mersin'de görev yaptığı yıllar; İçel halk kültürünün araştırılması ve yazılı hale getirilmesi amacıyla, bölgede derleme çalışmaları yaptı. Derlemelerini İçel Kültürü Dergisi, Erciyes Dergisi, Güneyde Kültür Dergisi, Millî Kültür Dergisi ve Millî Folklor Dergisi'nde yayınladı.

10 yıl süreyle Mersin'de, İçel Kültürü Dergisi'nin çıkarılmasına katkıda bulundu.
TRT GAP Televizyonu'na, KKTC Çocuk Oyunları ve İçel Çocuk Oyunları'nı hazırladı ve bu programların danışmanlığını yaptı.
Birçok dergi, bülten ve gazetede; halk bilimi, eğitim ve kamu sendikacılığı konularında araştırma ve makaleleri yayınlandı. Yine birçok yerel ve genel televizyonda bu konularda televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Ankara temsilcisidir.
Türkiye Yazarlar Birliği, İLESAM ve Türk Folklor Araştırmaları Kurumu üyesidir.

YAYINLANMIŞ ESERLERİ

· İçel Çocuk Folkloru
· KKTC Çocuk Folkloru
· DERBENT
· ÇİĞİL TÜRKLERİ ve AŞAĞIÇİĞİL
· Nefsimize Zor Gelen Yazılar
· Kamuda Görevde Yükselme Kitabı (GYS)
· Konya Çanakkale Şehitlerimiz
· Derbentli Şehitlerimiz

YAYINA HAZIR ESERLERİ

·Konya Yer Adları, Yerleşik Bulunan Oymak, Cemaat ve Aşiretler
·Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı (Tez Konusu)

falisar@mynet.com