YILBAŞI VE 2007 YILI BUTTO SUİKASTİ BARZANİ’NİN SECERESİ

YILBAŞI VE 2007 YILI BUTTO SUİKASTİ BARZANİ’NİN SECERESİ

Fahrettin ALİŞAR
falisar@mynet.com

Bugünkü yazımda, yılbaşı ve 2007 yılının ekonomik değerlendirmesini yapmayı plânlıyordum. Ancak elektronik posta adresime gelen ve ağırlıklı olarak; Butto suikastının nedenini soran okuyucularıma ve daha önce yazdığım bir yazıda, Barzani’nin Yahudi asıllı olduğunu ve kendini gizlediğini belirtmemden dolayı, bu konunun doğruluğunu soran okuyucularıma verdiğim cevapları da, yazımın devamına eklemek zorunda kaldım.
Yazının uzunluğundan dolayı, siz değerli okuyucularımdan özür dilerim.
YILBAŞI VE 2007 YILI
Milâdi takvimin ilk haftasındayız. Yeni bir yıla girdik. Her sene olduğu gibi bu yıl da, yeni yıl kutlaması bahanesiyle, çılgınlıklar yaşandı. Eski “putatapıcı” geleneklerle, Hıristiyanlık karışımı âdetler yine doruk noktasına çıktı. Bu çılgınlıklar bize, İslâm öncesi cahiliyenin çılgınlıklarını hatırlatıyor. Noel baba, hindi yemeği, çam ağacı hurafesi, şampanya patlatma, milli(!) piyango çekilişi gibi adetler; Müslümanların hayatlarına sokuldu.
Hatta daha da ileri gidilerek, AB rüzgârından etkilenilse gerek, geçen yıl Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu aynen şöyle deyiverdi:
“-Yılbaşı kutlamaları evrensel kültürün bir parçasıdır. Hıristiyanlıkla ilgisi yoktur, dolayısıyla caizdir!”
Diyanet İşleri Başkanımızın geçen yıl bunu söylediği aylar; müthiş bir “AB lobisi” oluşturulmuş, “Allah (c.c.)’ın ipine sarıldığını söyleyip, AB’nin ipi ile kuyuya inmeye çalışanların” emrindeki tüm atanmışlar ve seçtirilmişler, koro halinde “AB Marşı”nı söyler olmuştu.
Bu yıl, yılbaşı öncesi “Cuma Hutbesi”ne özellikle dikkat ettim. Hutbede, “Yılbaşı kutlaması İslâm kültüründe yoktur. Ayrıca yılbaşı münasebetiyle içki, kumar ve benzeri haram fiillerin işlenmesi günahtır. Dolayısıyla yılbaşı kutlamalarından uzak durun” ifadeleri kullanıldı. Yani okunması gereken hutbe okundu.
Bunları neden konu ediniyorsunuz diye sormayın? Çünkü; Cuma hutbelerinde okunan, “Allah indinde, Hak Din İslâm’dır” hükmünün AB(D)’nin baskısı ile kaldırıldığı bir Ülkede yaşıyoruz.
Bu bilgilerden sonra, 2007 yılının ekonomik değerlendirmesine geçiyorum.
2007 yılı; yabancı sıcak paranın, Hazine bonosunda, dolar bazında yüzde 45 oranında kazanç sağlayarak altın yılını yaşadığı yıldır.
2007 yılı; Türkiye ekonomisinin büyüme hızının yüzde 5’in altına indiği yıldır.
2007 yılı; Merkez Bankası’nın faiz oranlarını yüksek tutarak, Türk halkına dünyanın en yüksek faizini ödettiği yıldır.
2007 yılı; yabancı paranın yüksek faiz ve düşük kur uygulaması ile, Türkiye’yi uluslar arası spekülatif sermaye içinde cennete çevirdiği yıldır.
2007 yılı; Türkiye’ye gelen milyarlarca dolarlık sıcak paranın, milyarlarca faiz ve kur kazancı elde ettiği yıldır.
2007 yılı; bankalar ve şirketlerin dış borçlarının 150 milyar doların üzerine çıktığı yıldır.
2007 yılı; Bankaların taksit kampanyalarıyla, kredi kartı limitlerini artırarak, vatandaşı sürekli borçlandırdığı yıldır.
2007 yılı; sanayi sektörünün ucuz ithalatla baş edemediği için artık neredeyse üretmediği yıldır.
2007 yılı; fabrikaların kapandığı, fabrikatörlerin ithalatçı olduğu yıldır.
2007 yılı; ucuz Çin mallarıyla rekabet edemeyen sektörlerde işsizliğin dalga dalga büyüdüğü yıldır.
2007 yılı; düşük kur yüzündün, Türkiye’nin cari işlemler açığının alıp başını gittiği yıldır.
2007 yılı; Türkiye’nin 37-38 milyar dolar cari işlemler açığının verildiği yıldır.
2007 yılı; Türk özel sektörünün çok yüksek kur riskiyle karşı karşıya geldiği yıldır.
2007 yılı; IMF’nin Türkiye’ye uygulattığı para ve kur politikasının, sıkı bir şekilde uygulandığı, küresel sermayenin zafere ulaştığı yıldır.

BUTTO SUİKASTI
Butto suikastı; Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi’nin ana hedefi durumundaki ülkelerdeki gelişmelerin, kaygı verici boyutlara ulaştığının açık bir delilidir. 21 yüzyıl dünyasını ABD’nin küresel hedefleriyle uyumlu hale getirmek için, hedef seçtiği ülkelerin savaş, kaos, ayaklanma ve suikast ile muhatap olması asla bir rastlantı olamaz.
Fas’tan Hindistan’a kadar uzanan, hepsi de Müslüman olan ülkelerin, küreselleşmenin işleyen merkeziyle, uyum içinde olmadığı, ABD’li stratejilerde ifade edilen ülkelerden İran, Pakistan, Türkiye ve Suriye gibi ülkeler küresel projelerin doğrudan hedefidir.
Bu ülkelerden İran; köklü tarihi geleneği, ideolojik alternatif olma yeteneği, büyük nüfusu, sahip olduğu petrol ile, elde etmek istediği nükleer enerji ve stratejik konumu nedeniyle öncelikli hedeftir.
Pakistan; coğrafi konumu itibariyle, Çin-Afganistan-Hindistan üçlüsüne komşu, nükleer santrale ve atom bombasına sahip tek İslâm Ülkesi olması, yüz milyonu geçen nüfusu, hedef olması için yeterlidir.
Türkiye; tarihi tecrübesi, köklü devlet deneyimi, büyük nüfusu, imparatorluk geleneği, Avrasya’ya yansıyan kültürel gücü ve işgal ettiği konum itibariyle, küresel stratejilerin ilgi odağıdır.
Her nedense; kargaşa, suikast ve darbe gibi gelişmeler Amerika’nın sözde demokratikleştirip özgürleştirmek(!) istediği, BOP’un hedefi olan ülkelerde meydana gelmektedir.
Kısacası Butto suikastı; Genişletilmiş Ortadoğu Projesi’nin hedef ülkelerinden olan Pakistan’da, ABD’yi daha etkin kılacak şartların oluşması için yapılmış bir suikasttır.

BARZANİ’NİN SECERESİ
ABD’nin BOP çerçevesinde, Irak işgalinden sonra, kabile reisliğinden, Kuzey Irak Kürt Yönetiminin Başkanı sıfatlığına terfi eden, Mesut Barzani’nin, “Müslüman Kürt” değil, “Yahudi” olduğunu iddia ettiğim doğrudur. Bunu bir çok tarihçi ve yazar ele aldı. Ama küresel sermayenin tekelindeki Türk medyası, kamuoyu oluşmasını engellemeyi başardı.
Osmanlı arşivlerinde; Barzani’nin dedesinin Musul’da Yahudi din adamı olduğunun kaydı mevcuttur. Barzani sülalesinin kökleri, 1850’de Musul şehrinde hahamlık yapan “Haham Sallum Barzani”’ye dayanmaktadır. Osmanlı Devleti’nin çöküş sürecinde, Barzani adı, bölgede “ihanet” ile anılmıştır. Bu ihaneti unutturmak için, Barzaniler “Nakşibendi tarikatı” müridi görüntüsüne girmişler, böylece kimliklerini gizlemeyi başarmışlardır. Barzani’ler, 1920’lerde İngilizlerle işbirliği yapmıştır. 1949 yılında Mesut Barzanı’nin babası Molla Mustafa Barzani, Rus gizli servisi KGB kamplarında eğitim görmüş, 1970 yılına kadar da KGB’nin çizdiği çerçevenin dışına çıkmamıştır. 1970’lerde Barzani Sülalesi CIA’nın kontrolüne geçmiştir.
Barzaniler bugün de kendilerini gizliyorlar ve dış güçlerin hizmetine devam ediyorlar.

Hiç yorum yok:

FAHRETTİN ALİŞAR

FAHRETTİN ALİŞAR


1963 yılında Konya'nın Derbent İlçesi'nde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Derbent ve Konya'da, yüksek öğrenimini G.Ü. Eğitim Fakültesi'nde tamamladı. A.Ü.de lisansüstü eğitimini (mastırını) bitirdi. Yüksek lisans tezini "Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı" konusunda hazırladı.
Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 17 yıl öğretmenlik ve idarecilikten sonra, Başbakanlık Müşavirliği görevine atandı. 3 yıl Devlet Bakanı Danışmanı olarak görev yaptı. Daha sonra Başbakanlık ÖZİ'ye uzman olarak atandı. Halen bu görevine devam etmektedir.
Mersin'de görev yaptığı yıllar; İçel halk kültürünün araştırılması ve yazılı hale getirilmesi amacıyla, bölgede derleme çalışmaları yaptı. Derlemelerini İçel Kültürü Dergisi, Erciyes Dergisi, Güneyde Kültür Dergisi, Millî Kültür Dergisi ve Millî Folklor Dergisi'nde yayınladı.

10 yıl süreyle Mersin'de, İçel Kültürü Dergisi'nin çıkarılmasına katkıda bulundu.
TRT GAP Televizyonu'na, KKTC Çocuk Oyunları ve İçel Çocuk Oyunları'nı hazırladı ve bu programların danışmanlığını yaptı.
Birçok dergi, bülten ve gazetede; halk bilimi, eğitim ve kamu sendikacılığı konularında araştırma ve makaleleri yayınlandı. Yine birçok yerel ve genel televizyonda bu konularda televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Ankara temsilcisidir.
Türkiye Yazarlar Birliği, İLESAM ve Türk Folklor Araştırmaları Kurumu üyesidir.

YAYINLANMIŞ ESERLERİ

· İçel Çocuk Folkloru
· KKTC Çocuk Folkloru
· DERBENT
· ÇİĞİL TÜRKLERİ ve AŞAĞIÇİĞİL
· Nefsimize Zor Gelen Yazılar
· Kamuda Görevde Yükselme Kitabı (GYS)
· Konya Çanakkale Şehitlerimiz
· Derbentli Şehitlerimiz

YAYINA HAZIR ESERLERİ

·Konya Yer Adları, Yerleşik Bulunan Oymak, Cemaat ve Aşiretler
·Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı (Tez Konusu)

falisar@mynet.com