YÜKSEK TANSİYONA, ŞİFA DİYE TUZLU SU VERENLER

YÜKSEK TANSİYONA, ŞİFA DİYE TUZLU SU VERENLER

Fahrettin ALİŞAR
falisar@mynet.com

Dünya Ülkeleri Kalkınma Raporu’na göre, “en hızlı fakirleşen ülke” Türkiye’dir. Dünya Bankası’nın hazırladığı bu rapor, 2003-2007 yılları arasını kapsamaktadır. TÜİK’in, ülke nüfusunun ilk yüzde 20’lik gelirinde artış olduğu yönündeki raporu; gerçekleri saptırma ve kamuoyunu yanlış bilgilendirmeden başka bir şey değildir.
Türkiye’de devlet; verginin üçte ikisini, dolaylı vergiler olan, ÖTV ve KDV’den toplamaktadır. Peki ÖTV ve KDV’yi vergi olarak devlete kim ödemektedir? Tabiiki fakir ve zengin herkes. Bunda bir anormallik yok. Peki devletin fakir-zengin herkesten toplayıp, hazinede biriktirdiği ve üçte ikilik dilimini oluşturan, bu ÖTV ve KDV gelirleri nereye gitmektedir? Dörtte ikiye yakın kısmı, yaklaşık üç bin kişiye “yüksek reel faiz” olarak verilmektedir.
Bu uygulamayı açık bir dille ifade etmek gerekirse, Hazine; fakirden vergileri topluyor ve zengine faiz olarak dağıtıyor. Böylece ülkemizdeki gelir dağılımı bozuluyor. Yani ülkemizde Hazine, gelir dağılımını bozan bir kurum görüntüsü veriyor.
Bugün düşük kur sayesinde ucuz ithal mal alımı yapılmakta, cari açık oluşturulmakta ve bu açık; borçlanarak veya devletin malı satılarak kapatılmaya çalışılmaktadır. Dolaylı olarak, bu açığı da halk ödemektedir. Devletin satılan malı mülkü de zaten halkın malıdır. Bunun anlamı da şudur: İthal malı kullanmayan fakir halktan, ithal malı kullanan belirli sayıdaki insana, dolaylı yoldan gelir transferi yapılmaktadır.
Bunun sonucunda elbetteki işsizlik artmakta, fakir sayısı çığ gibi büyümektedir.
Yine aynı rapora göre; 2003-2007 yılları arasında Türkiye’ye giren yabancı sermaye; Türkiye’deki banka hesaplarından, 22 milyar doları, kendi ülkelerine aktarmıştır. İngiliz sermayesi İngiltere’ye, Fransız sermayesi Fransa’ya, Yunan sermayesi Yunanistan’a, Hollanda sermayesi Hollanda’ya!..
Bankacılık sektörünün yüzde 45’ini, borsanın yüzde 72’sini elinde bulunduran yabancı sermaye; ülkemizdeki cari açığı dev gibi büyütmüştür.
Bu ülke gerçeklerini konuşan ve yazan millî kalemler; hâlâ “paranoya” olarak tanımlanarak, susturulmaya çalışılmaktadır. Bu kampanyaya katılan, gayri millî yazar-çizer ve medya kuruluşları görevlerini yapmaktadırlar. Üzücü olan; kendini dini-millî tanımlayan yazar-çizer ve medya kuruluşlarının, bu kampanyaya destek vermesidir. Türk ekonomisini ve izlenen politikaları güllük-gülistanlık göstermesidir.
Kardeşim! Bu ülkede; fakir halktan toplanan ÖTV ve KDV dolaylı vergileri, zengine yüksek reel faiz olarak verilmiyor mu? Yukarıda açıkladım, veriliyor.
İthal malı kullanmayan fakir halktan, ithal malı kullanan belirli sayıdaki insana, dolaylı yoldan gelir transferi yapılmıyor mu? Elbette yapılıyor.
Peki, bu ülke nüfusunu oluşturan Müslüman Türk halkının, milli mirası olan ekonomik kaynakları satılmıyor mu? Babalar gibi satılıyor.
Kardeşim! Bugün Türkiye’nin durumu; bir ekonomist arkadaşımın tabiri ile; “tok aslanların, şok geçirmiş fili yavaş yavaş yemesine ve filin vücudunun salgıladığı bir hormon sayesinde, acı hissetmeden, canlı canlı parçaları koparılırken, hiçbir karşılık vermemesi”ne benzemektedir.
Müslüman Türk Halkı; bu morfinin etkisinden ancak bir “şok tedavisi” ile kurtulabilir.
Kardeşim! Siyaset bir “asalet oyunu” değil, bir “bilge ve cesaret oyunu”dur.
Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor ki: “Emaneti ehline vermezseniz, kıyameti bekleyiniz!”
Ey dini-millî görüntülü yazar-çizer ve medya kuruluşları!.
Sizin yaptığınız; “yüksek tansiyonlu hasta” haline getirdiğiniz Müslüman Türk halkına, “şifa” diye “içinde tuz eritilmiş suyu” içirmeye çalışmaktır. Alnınız secdeye gittiğinde; bu yaptıklarınız aklınıza gelip, Allah’tan korkmuyorsanız, mutlaka nefsinize yenik düştüğünüzün farkına varın!

Hiç yorum yok:

FAHRETTİN ALİŞAR

FAHRETTİN ALİŞAR


1963 yılında Konya'nın Derbent İlçesi'nde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Derbent ve Konya'da, yüksek öğrenimini G.Ü. Eğitim Fakültesi'nde tamamladı. A.Ü.de lisansüstü eğitimini (mastırını) bitirdi. Yüksek lisans tezini "Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı" konusunda hazırladı.
Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 17 yıl öğretmenlik ve idarecilikten sonra, Başbakanlık Müşavirliği görevine atandı. 3 yıl Devlet Bakanı Danışmanı olarak görev yaptı. Daha sonra Başbakanlık ÖZİ'ye uzman olarak atandı. Halen bu görevine devam etmektedir.
Mersin'de görev yaptığı yıllar; İçel halk kültürünün araştırılması ve yazılı hale getirilmesi amacıyla, bölgede derleme çalışmaları yaptı. Derlemelerini İçel Kültürü Dergisi, Erciyes Dergisi, Güneyde Kültür Dergisi, Millî Kültür Dergisi ve Millî Folklor Dergisi'nde yayınladı.

10 yıl süreyle Mersin'de, İçel Kültürü Dergisi'nin çıkarılmasına katkıda bulundu.
TRT GAP Televizyonu'na, KKTC Çocuk Oyunları ve İçel Çocuk Oyunları'nı hazırladı ve bu programların danışmanlığını yaptı.
Birçok dergi, bülten ve gazetede; halk bilimi, eğitim ve kamu sendikacılığı konularında araştırma ve makaleleri yayınlandı. Yine birçok yerel ve genel televizyonda bu konularda televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Ankara temsilcisidir.
Türkiye Yazarlar Birliği, İLESAM ve Türk Folklor Araştırmaları Kurumu üyesidir.

YAYINLANMIŞ ESERLERİ

· İçel Çocuk Folkloru
· KKTC Çocuk Folkloru
· DERBENT
· ÇİĞİL TÜRKLERİ ve AŞAĞIÇİĞİL
· Nefsimize Zor Gelen Yazılar
· Kamuda Görevde Yükselme Kitabı (GYS)
· Konya Çanakkale Şehitlerimiz
· Derbentli Şehitlerimiz

YAYINA HAZIR ESERLERİ

·Konya Yer Adları, Yerleşik Bulunan Oymak, Cemaat ve Aşiretler
·Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı (Tez Konusu)

falisar@mynet.com