KÜRESEL ÖRÜMCEĞİN BAŞIMIZA ÖRDÜĞÜ AĞDAN, ÖNCE İNSANIMIZI KURTARMALIYIZ.

KÜRESEL ÖRÜMCEĞİN BAŞIMIZA ÖRDÜĞÜ AĞDAN, ÖNCE İNSANIMIZI KURTARMALIYIZ.


Fahrettin ALİŞAR

falisar@mynet.com



Ahlâken, ilmen, fikren ve vicdanen tükenmiş olan insanlardan meydana gelen toplumların geleceği hüsrandır. İnsanın çöktüğü, insanlığın tükendiği bir toplumda; geleceğe umutla bakmak beyhudedir.

Bir toplum için; doğal kaynaklar, su, enerji, bitki rezervleri önemlidir. Ancak bunlar, insanlar için vardır. Toplumlar; bu kaynakları tüketmemek için verdikleri uğraşılar kadar, ahlâki rezervleri tüketmemek için de uğraşı vermelidir.

Türkiye’de derin bir insani iflas yaşanmaktadır. Bu ülkenin doğal rezervlerinden önce, ahlâki rezervleri tüketilmiştir.

Rüşvet, tecavüz, hırsızlık, yolsuzluk, cinayet haberleri, her gün televizyon ve gazetelerin ilk sayfasını dolduruyor. Sadece bunlar mı? Bu ülkede artık “ölü soygunculuğu”nun yapıldığına da şahit oluyoruz. Açıyorsunuz televizyonu, amatör bir kameranın çektiği, insanın kanını donduran “ölü soygunculuğu”nu sanki bir film seyreder gibi seyrediyorsunuz. Bir trafik kazası oluyor. Kazada iki kişi ölmüş, yolun ortasında yatıyor. Üzerlerine gazete kâğıdı örtülmüş, sağlık elemanları onları tabuta yerleştirmeye çalışırken, yanlarına birisi yardım görüntüsü ile geliyor. Ölmüş olan kişilerin cesetlerinin yanı başındaki cep telefonunu kurnazca cebine indiriyor, sonra da cenazenin tabuta yerleştirilmesine yardımcı oluyor. Cenazenin yanından ayrılırken de, takibe alan polis tarafından yakalanıyor.

Gayet soğukkanlı bir vaziyette “ölü soygunculuğu” yapmak! Aman Yarabbi! Bu nasıl bir duygudur. Bunu yapan gerçekten insan olabilir mi? Bu nasıl bir nefistir? Nefsini kutsallaştıranlara: “Aman ha ölüm var, unutmayın!” diye nasihat eden benim büyüklerimin nasihatları acaba insanlara değil miydi?

Bu sadece bir münferit olaydır diye geçiştiremiyorum! Geçiştiremem! Bu ülkede hırsızlık, yankesicilik, kapkaç işlerini yapan mahalleler var. Fuhuş, uyuşturucu işlerini yapanların oluşturduğu semtler var.

Bu noktaya nasıl gelindi?

Bu ülkede; yıllardır “küresel örümceğin” ağlarını ördüğüne şahit olduk. Kimliğimizden, inançlarımızdan, değerlerimizden uzaklaştırılarak, yalnızca yiyip içen, eğlenen, televizyon seyreden, tuvalete giden ama asla düşünmeyen, güncel ihtiyaçları dışında asla tepki vermeyen birer tüketim organizmalarına dönüşen insan tipi oluşturulmasını, sadece ve sadece izledik. Sonunda da; sorgulamayan, araştırmayan, sürekli uyuyan, nemelazımcı bir sürü haline geldik.

Kredi borcu, ev borcu, araba borcu ile teslim alındık. Karınların nasıl doyurulacağını, faturaların nasıl ödeneceğini düşünürken, ülke meselelerini düşünemez hale geldik.

İnsanımız; sanal dünyada heyecan içerisinde oyunları izlemeye koyulurken, gerçek dünyada evlerinin soyulduğunu göremedi.

Bir siyasi partinin lideri almış eline mikrofonu, kendisini dinleyemeye gelenlere, İsmet İnönü’ye ait olduğu söylenen sözü haykırıyor:

“-Bu ülkede namuslular, en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça, bu ülke kurtulmaz!”

Bunu söyleyene şu önemli uyarıyı yapmak lazımdır: “Cesareti olmayanın, namusu olmaz!”

İnsanlığın soysuzlaşması, toplum için müthiş bir tehdittir. Bu ülkede yaşanan olaylar gösteriyor ki; insani değerler iyice dibe vurmuştur. İnsan kalitesi iyice düşmüştür. Devlet ve millet soyuculuğu, “ölü soyuculuğu”na dönüşmüştür.

Maddi konulardaki eksikliklerin telafisi vardır, ancak insanlık kaybının telâfisi mümkün değildir!

Unutmayalım! İnsanı esas almayan, özünde ahlâki unsurları barındırmayan bir sistemin ayakta durduğuna, tarih şahit olmamıştır.


www.fahrettinalisar.com

Hiç yorum yok:

FAHRETTİN ALİŞAR

FAHRETTİN ALİŞAR


1963 yılında Konya'nın Derbent İlçesi'nde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Derbent ve Konya'da, yüksek öğrenimini G.Ü. Eğitim Fakültesi'nde tamamladı. A.Ü.de lisansüstü eğitimini (mastırını) bitirdi. Yüksek lisans tezini "Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı" konusunda hazırladı.
Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 17 yıl öğretmenlik ve idarecilikten sonra, Başbakanlık Müşavirliği görevine atandı. 3 yıl Devlet Bakanı Danışmanı olarak görev yaptı. Daha sonra Başbakanlık ÖZİ'ye uzman olarak atandı. Halen bu görevine devam etmektedir.
Mersin'de görev yaptığı yıllar; İçel halk kültürünün araştırılması ve yazılı hale getirilmesi amacıyla, bölgede derleme çalışmaları yaptı. Derlemelerini İçel Kültürü Dergisi, Erciyes Dergisi, Güneyde Kültür Dergisi, Millî Kültür Dergisi ve Millî Folklor Dergisi'nde yayınladı.

10 yıl süreyle Mersin'de, İçel Kültürü Dergisi'nin çıkarılmasına katkıda bulundu.
TRT GAP Televizyonu'na, KKTC Çocuk Oyunları ve İçel Çocuk Oyunları'nı hazırladı ve bu programların danışmanlığını yaptı.
Birçok dergi, bülten ve gazetede; halk bilimi, eğitim ve kamu sendikacılığı konularında araştırma ve makaleleri yayınlandı. Yine birçok yerel ve genel televizyonda bu konularda televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Ankara temsilcisidir.
Türkiye Yazarlar Birliği, İLESAM ve Türk Folklor Araştırmaları Kurumu üyesidir.

YAYINLANMIŞ ESERLERİ

· İçel Çocuk Folkloru
· KKTC Çocuk Folkloru
· DERBENT
· ÇİĞİL TÜRKLERİ ve AŞAĞIÇİĞİL
· Nefsimize Zor Gelen Yazılar
· Kamuda Görevde Yükselme Kitabı (GYS)
· Konya Çanakkale Şehitlerimiz
· Derbentli Şehitlerimiz

YAYINA HAZIR ESERLERİ

·Konya Yer Adları, Yerleşik Bulunan Oymak, Cemaat ve Aşiretler
·Türk Memur Sendikacılığının Örgüt Yapısı ve Model Yaklaşımı (Tez Konusu)

falisar@mynet.com