EKONOMİK TETİKÇİLER
Fahrettin ALİŞAR
falisar@mynet.com
Piyasa denen gücü elinde bulunduran küresel fonların sahipleri; özellikle 11 Eylül’den sonra çıkardıkları savaş ve işgallerle, yeni uydu devletler oluşturma istekleriyle, “millî devlet” yapılarını iyice sarsmaya başladılar. Bu oyunun baş aktörleri; eski plânlarından vazgeçip, şimdilerde “piyasa” diye adlandırdıkları tehlikeli bir silâhı kullanmaktadırlar.
Bu tehlikeli silâhlarını şunlar oluşturmaktadır:
1. Cari açık.
2. Sıcak para.
3. Borsa spekülatörlüğü.
4. Millî varlıkları ele geçirme.
5. Borçlandırma.
Bu silâh ile ülkeler; “ekonomik ve siyasi” ablukaya alınmakta, “bağımlı hale getirilen” iktidarlar, tuzağa düşürülmektedir.
Dünya emperyalist gücün, yüksek nitelikli operasyonuna tabi tutulurken, “likit’in millî varlıkları satın alma” operasyonu hızla sürmektedir.
Piyasa denen gücü elinde bulunduran, “küresel fonlar”; zalim stratejilerini “kağıt ve boyadan” oluşan, adına “dolar” denen bir silâhla, ülkelerin millî varlıklarını bir bir ele geçirmektedirler.
Yıllarca global sermayenin kurduğu şirketlerde, özellikle petrol yatakları olan Üçüncü Dünya Ülkeleri’nde çalışmış ve uzun yıllar sonunda, “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” kitabını hazırlayan John Perkins, bu kitapta konu ile ilgili bakın neler diyor:
“-Günümüz dünyasında, Üçüncü Dünya Ülkelerinin borcu 2,5 trilyon dolara yükselmişken, bu borcun faizi, senede 375 milyar dolardır. Bu ülkelerin ödedikleri faiz, tüm 3.Dünya’nın ve gelişmekte olan ülkelerin aldıkları yardımdan iki kat daha fazladır.
Yine Üçüncü Dünya Ülkelerinde; özel mülkiyetin ve parasal kaynakların yüzde 80’i ülke nüfusunun sadece yüzde 1’inin elindedir.
Ekvator’daki yağmur ormanlarından çıkarılan her 100 dolarlık ham petrole karşılık, petrol şirketleri 75 dolar kâr etmektedirler. Kalan 25 doların dörtte üçü dış borç ödemelerine, kalanın ise ancak 2,5 doları ülke halkının sağlık, eğitim gibi giderlerine ayrılmaktadır.
Ekonomik tetikçiler, yerküre üzerinde, ülkeleri trilyonlarca dolar borçlandıran, yüksek ücretli profesyonellerdir. Ülkeleri ödeyemeyecekleri borçların altına girmelerine yardımcı olmayı bilimsel olarak yürütürler.”
Bugün Dünya Bankası ve IMF’nin politikalarını bu çerçevede değerlendirmek gereklidir.
Ülkeyi “ekonomik ve siyasi” ablukaya almak, “bağımlı hale getirmek”, “tuzağa düşürmek” ve ardından o ülkeye bir kurtarıcı (Kemal Derviş misali) göndermek, çıplak gözle görebileceğimiz politikalarındandır.
Ülkemizdeki cari açığın nedeni, sıcak paranın kimlerin eline geçtiği, borsa spekülatörlerinin kimlerden oluştuğu, borçlarımızın nedenini ve nerelere borçlandığımız, neden “millî varlıklarımızın” ele geçirilmeye çalışıldığının cevapları hep bu politikanın içinde gizlidir.
Ülkemiz; küresel fon sahipleri tarafından günümüzde uygulanan, “piyasa” diye adlandırılan tehlikeli silâhın ablukası altındadır. Cari açık çığ gibi büyümüştür. Sıcak paranın kontrolü, küresel fon sahiplerinin elindedir. Borsa spekülatörlerini yine bunlar oluşturmaktadır. Borçlarımız ve ödediğimiz faizler bu fonlara akmaktadır. Millî varlıklarımızın çoğunu bu güçler teslim almıştır.
Kısacası ülkemiz; içimizdeki “ekonomik tetikçiler” sayesinde, “ekonomik ve siyasi” ablukaya alınmış, “bağımlı hale” getirilmiş ve “ekonomik tuzağa” düşürülmüştür.
Bu abluka ve tuzaklardan kurtulabilmek için, önce içimizdeki “ekonomik tetikçilerden” kurtulmak gerekmektedir.
BANU AVAR’IN “SINIRLAR ARASINDA”
PROGRAMI’NI KALDIRAN TRT, KİME HİZMET EDİYOR?
“Sınırlar Arasında”; gelişmelerin arka plânını, Türkiye açısından okumaya çalışan bir programdı. Bu program; AB’cilerin, Siyon protokollerinin takipçilerinin, içimizdeki Ali (Artin) Kemallerin, kısacası içimizdeki “yerli işbirlikçilerinin” uykularını kaçırıyordu.
Banu Avar, son programında “Büyük Ortadoğu ve Asya Projesi”ni konu almıştı. Tam da bu konunun işlendiği bölümde, TRT’nin programı kaldırması anlamlıdır.
İç ve dış herhangi bir çıkar gruplarından birinin adamı değilseniz, işiniz her anlamda zordur. Kapı kulluğunun kültür, Batı kulluğunun kariyer haline geldiği bir yerde, onur ve ömür sahiplerine ihtiyaç olmaz. Prof. Dr. Özcan Yeniçeri’nin deyimiyle; “Uşak olmanın kutsandığı yerlerde tez, iddia, ideal, değer ve hedef sahibi olanlar, her zaman tehdit olarak görülür.” Bu anlamda, “kitleden ve sürüden ayrılanların başına yalnız kurtlar değil, sürüngenler de üşüşür.”
İşte Banu Avar’ın başına gelen de bundan başka bir şey değildir. Akbabaların sardığı bir yerde, güvercinlerin yer bulamaması doğaldır. Banu Avar’ın programı, akbabalardan birinin veya birkaçının saldırısına uğramıştır.
Millî düşünen ve millî yazanları; TRT’yi protesto edip, Avar’a destek olmaya çağırırken, Avar’dan da “soyadı”nın gereğini yaparak, mücadelesini devam ettirmesini temenni ederim. F.A.
Pengertian Dari Flora
-
[image: Pengertian dari flora]
Pengertian dari flora
Pengertian flora dan fauna secara sederhana flora adalah tanaman dan fauna
adalah hewan. Sementara pe...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder