HİPNOZ EDİLEN NECİP MİLLETİM!

HİPNOZ EDİLEN NECİP MİLLETİM!

Fahrettin ALİŞAR
falisar@mynet.com

Küresel sermaye beslemeli yazılı ve görüntülü medya mensuplarına inat, bugün sizlere, ülkemizin içinde bulunduğu fotoğrafı göstermeye çalışacağım. Varsın onlar bize “paranoya” desinler. Yeter ki biz; onların “hipnoz” ettiği, “uyuttuğu” Necip Milletimizi uyandıralım.
Emperyalist ABD Kongresi’nin onayıyla oluşturulan bir fon vardır. Kısa adı “NED”. Açılımı, “Ulusal Demokrasi Fonu” dur. Para kaynağı doğrudan ABD hazinesidir. Yani devletin ta kendisidir. Devlet bütçesinden beslendiği kadar, ABD’deki birçok şirket, dernek ve bazı sivil toplum kuruluşları da bu Fon’a büyük destek vermektedirler. Bu Fon’a destek veren işadamları, dernek yöneticileri ve diğer sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinin tamamı Yahudi kökenlidir.
ABD’nin Ulusal Demokrasi Fonu’nun amacı kısaca; hedefteki Ülkeleri yeniden kolonileştirmek, doğal kaynakları çok uluslu şirketler aracılığıyla yağmalamaktır. Tabi ki bu amaca varmak için birçok aşamadan geçmek gerekir. Bu aşamalar; hedefteki Ülkede örgütlenmek, kamuoyu oluşturmak, ayrılıkları öne çıkarmak ve eyleme geçmektir.
Önce kamuoyu oluşturmada etkili olabilecek aydınlar, yazarlar, bilim adamları, içerde ve dışarıda masrafları karşılanarak, örtülü ödenek ayrılarak konferanslara çekilir. Düşünce ve örgütlenme özgürlüğü ile dinlerarası diyalog başlığı altında yeniden yapılanma düşüncesi benimsetilir. Üçüncü Dünya Ülkeleri’nin aydınları üzerinde, bu kavramlar âdeta bir uyuşturucu etkisi yapar ve bu yüzden avlanmaları çok kolaydır.
Bu Fon’un en önemli propaganda araçları; radyo, televizyon, gazete, dergi gibi yazılı ve görüntülü medyadır. Bunlar devreye sokularak, görünüşte bilimsel içerikli, insan hakları ilkeleri, diyalog ve ihlâller üstüne sürdürülen yayınlar yoğunlaştırılır.
Yayınlarda birinci aşama; çokkültürlülük iddiasıyla toplumsal ortak kültürün temellerini yıkmak ve o toplumun çimentosu olan “Din” faktörü üzerinde mutabık kalan Milleti, mümkün olduğunca parçalara ayırmaktır. Bu konuda en son kullandığı arguman “Ilımlı İslâm Projesi”dir. Bu çerçevede desteklediği ve trilyonlar akıttığı “Dinlerarası Diyalog Projesi” ve “Amentüde Birlik Söylemi” toplumun kalbine saplanan birer hançerdir.
Emperyalist ABD’nin Ulusal Demokrasi Fonu’nun Ülkemizdeki besleme kuruluşları arasında; TESEV, TESAV, ANSAV gibi vakıflar başı çekse de; “baltanın sapı bizden” olan birçok vakıf, gazete, dergi ve televizyon vardır.
Bu Fon’un amaçlarını en iyi gerçekleştiren, “baltanın sapı bizden” olan kuruluşlardır. Çünkü bu kuruluşlar; inanan insanları âdeta uyuşturmuş, uyutmuştur, hipnoz etmiştir.
ABD’nin Ulusal Demokrasi Fonu’nun son 10 yıl içerisinde ülkemize aktardığı para miktarı, 4.7 milyon dolardır. 2004 yılından itibaren, bu Fon’un beslediği içimizdeki kuruluşlara, George Soros’un “Açık Toplum Vakfı”ndan da 1.073 milyon dolar aktarılmıştır.
George Soros, kurduğu vakfı aracılığı ile yaptığı faaliyetleri artık gizlememekte, açıkça yapmakta, hedefini de açıkça söylemektedir. Nitekim geçtiğimiz yıl, yanına TESEV Başkanı Can Peker’i de alarak, İstanbul’da bir basın toplantısı düzenlemiş, Açık Toplum Enstitüsü’nün faaliyetleri çerçevesinde, Türkiye’ye 8 milyon dolar ayırdığını, basına açıkça söylemiştir. Şeffaflık adına, demokrasi adına, Yugoslavya, Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan’da, kurduğu örgütler aracılığı ile akıttığı milyon dolarlarla, seçimlerde açıkça taraf olmuştur. Ülkemizde benzer faaliyetlerini oldukça gizli yürütmüştür.
Prof. Dr. Yavuz Gökalp Yıldız’ın araştırmasına göre; Türkiye’de bu Fon ve Vakıf’ın beslediği, 178 sivil toplum örgütü mevcuttur. Aynı araştırmaya göre, Türkiye’deki tüm üniversitelerde, bu fon ve vakfa hizmet eden öğretim üyeleri vardır.
Açık söyleyelim. ABD’nin Ulusal Demokrasi Fonu ve George Soros’un “Açık Toplum Vakfı”nın tek amacı, hedef ülkelerin paketlenip, küresel kapitalizme teslim edilmesidir.
Bu Fon ve Vakfın ülkemizi ne hale getirdiğini, rakamlarla izah etmeye çalışalım.
Ülkemizde Büyüme Oranı; 2004’de yüzde 9.9, 2005’de yüzde 7.6, 2006’da yüzde 6 ve 2007’de ise yüzde 4.2’dir.
Ülkemizin İç Borcu; 2002 yılının sonunda 149 katrilyon iken, 2007 yılının sonunda 268 katrilyondur.
Ülkemizin Toplam Borcu; 2002 yılının sonunda 218 milyar dolar iken, 2007 yılının sonunda 436 milyar dolardır. (30 milyar dolarlık özelleştirme geliri buna dahil değildir.)
Hane Halkı Borcu (Kredi Kartı, Taksitli Satış vs.); 2002 yılının sonunda 4 milyar dolar iken, 2007 yılının sonunda 74 milyar dolardır.
Ülkemizde yıllık; cari açık 39 milyar dolar, faiz 46 milyar dolar, dış ticaret açığının GSMH’ya oranı, yüzde 12.5, milli gelir 300 bin küsur dolardır.
Ayrıca IMF’nin son raporuna göre, Türkiye ekonomik kırılganlığa yani krize en yakın ülkedir.
Ey benim “hipnoz” edilen Necip Milletim! İşte ülkenin fotoğrafı bu! Seni uyuşturan, uyutan ABD’nin Ulusal Demokrasi Fonu, Soros Vakfı ve IMF’nin, seni verem gösterip, sıtmaya çeviren reçetesi bu. Seni hipnoz eden, senden görünen, baltanın sapı senden olan “diyalogcuların(!)” fotoğrafı bu. Fotoğraf çok net. Senin bu hastalıktan kurtulabilmen için mücadeleye önce, senden görülen yani baltanın sapı senden olan kuruluşlardan başlaman gerekli. Öbürlerini zaten düşman olarak görüyorsun ya da kısa sürede göreceksin.